Hızlıca yavaşlamam gerektiğini durduğumda anladım. Kaza süsü verdim kalp çarpıntıma. Ölüyorum.
Unutmak istedim. Bütün bildiklerimi. Ama nafile, tüm bildiklerini unutsam bile unuttuğumu biliyorum. Çaresi yok bunun.
Sadece nefes almalıyım biraz.
Bir, iki, üç.
Şimdi her şey daha güzel değil elbette. Zaten hiçbir zaman hiçbir şey daha güzel olamazdı. Bunun farkında olmak fark yaratmaya sebep olabilirdi belki, ama farklı farkındalıklar fark yaratmaktan ziyade insanı aptal gibi göstermekten başka bir boka yaramıyordu. Bununda çaresi yok elbet.
Bir, iki, üç.
Ölümüne seviyorum bazısını. Ölümüne dövüşüyorum çoğu zaman. Ölümüne sevişiyorum bazen. Ölümüne öldürüyorum hak edeni. Ölümüne yaşıyorum her zaman. Ölüyorum.
İçimde dinlenmeyi bekleyen yorgun bir ruh var. Dinliyorum onu. Çok sessiz gülüyor, çok gür çıkıyor inlemesi.
Bir, iki, üç.
Bu hikaye, yani hayatım dedim onun gözlerinin içinde can çekişen bir beni izlerken aynada, böyle bitmeyebilirdi. Yani ölümlü olduğumu unutabilseydim eğer yani eğer bunu başarabilseydim daha mutlu olabilirdim. Ölümsüz bir mutluluk. İşte bunun için içilir.
İçtim bütün ilaçları.
Doktor lütfen bayram temizliğinizi midemde yapmayın.
Bir, iki, üç.
Birazdan ışıklar yanacak, tüm sevdiğim yalnızlık sürpriz diye haykıracak.
Sürpriz! Biz halen daha buradayız. Tam bir facia. Bununda çaresi yok.
Derin bir nefes al.
Üçe kadar say.
Bir, iki, üç.
Hiç zaman daha iyi bir sonum olmayacak.
Çaresi yok.
Ölüyorum.
Birkan AkdoğanKayıt Tarihi : 4.3.2013 15:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!