ilk kez yazmıştın bana
“merhaba”
“istanbuldasınız değilmi”
“ istanbuldayım evet...“ demiştim,
“ah istanbul...çok özledim istanbulu”
öylesine mahzun
ve öylesine derin bir hasretle
sürdürmüştün
“ istanbul’da şu an güneş varmı...”
“ hava nasıl ılıkmı? ”
“ burada hiç güneş yok ”,
“ sürekli kara bulutlar var, çok soguk burası ”
“ ruhum,bedenim hatta ellerim üşüyor hep burada ”
“ bilseniz yurdumu, istanbulu, ve ailemi ne çok özledim ”
o an, boğazıma bir şeyler düğümlenmişti,
sanki, ruhum bir anda o gurbete düşmüştü
sendeki, bir gurbet türküsüydü
çok uzaklardan acı bir hasretin türküsü...
o an, gözyaşlarım sel olmuştu
bilemezdin.
senin gözlerindeki yaşlar
hiç kurumazmışki zaten
ağlıyordun
göremezdin
ben de ağlıyordum
adın, hasretti sanki
gurbetti, yalnızlıktı
seninle yandı yüreğim
öylesine uzaklarda
ve öylesine yalnız
ve gurbetin buz tutmuş elleriyle
titreyen bir canla yandı yüreğim yandı
kavruldu o gün
istanbulda bir hüzün mevsimiydi
sisli bir sonbaharın
soluk bir akşamüstü
ve o günden sonra
bana da gurbet oldu istanbul..
(Mertyigitcan&Mert Yigitcan maltepe/istanbul)
Kayıt Tarihi : 4.11.2006 04:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)