Ne gül kokusu kalmış, ne de bülbül figânı,
Bahçede kurumuş gül, acep nerde bağbanı?
Târumar olmuş gülşen, dökülmüş hep yapraklar,
Esmiş yel, heder etmiş, kırmış ince fidanı...
Hıçkırıklı dallara sonbahar sisi inmiş,
Kuytu, loş saçaklara dertli serçeler sinmiş,
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi