Bu bir hüznün hikayesi
Müstesna ve üzücü öylesi
Kırık bir gönlün bestesi
Hazin notalarının hazin güftesi
Bir zamanlar şımarmıştı
O yüzsüz duygular
Nerden geldiği bilinmeyen
Dinmeyen fırtınalar
Art arda dizilen döngüler
Öfke hınç güdülen kinler
Çabuk sevmeler bıkmalar
Delice çırpınan gönül kuşu
Bitmez tükenmez ihtiraslar
Ve savaşma hırsı herkesle
Dünyayla hayatla kaderle
Başkaldırı ve isyan olmayana
Kanın delice aktığı dönem
Damarlarda
Ki adı gençlik
Toyluk yani hamlık
Çevrendekiler yontarken
O biçimsiz taş kütlesini
Senin şekline
Yazarlarken
o bomboş sayfaya
Tecrübe denilen olguyu
Adım atıverirsin öteye
Farkında olmadan
İlerlemiştir yol, açılmıştır ara
Mevsim yaz, bahar da ne ola
Durağanlaşırken hayat
Zirvesindesin bir zamanlar
Düş diye bildiğin o dağın
Daha bir demlenerek
Geçersin süzgecinden hayatın
Adım adım
Olgunlaşırsın yani meyve gibi
Ağaç gibi kök Budak salarsın
Yerleşirsin sadeleşirsin yaşarsın
Ama habercisidir sana bu
Sonbaharın geleceğinin
Ara sıra aklına düşse de
Savarsın bu fikirleri, daha var
Daha var yolun ötesine
Yaşamadıkların var öylesine
Bu hengamede belirir beyazlıklar
Bir iki tel ilk önce
Sonra gelir devamı
Hazan durmaz, gelir vaktinde
Yorgunluğu düşer hatıraların
Sızısı belirir yaşanmışlıkların
Ve dahi yaşanmamışlıkların
Göçer birer birer seni sen edenler
Kışa kervan kaldırır ömür
Yürürsün sen de ister istemez
Gerçek yurduna
İnsan
Doğar
Yaşar
Ölür
Hüzündür yani özü
Sen sen ol hüzne sarıl
Ölüm gelmeden
Nefsini öldür
Çünkü ölüm
Sadece bir başlangıçtır
Yollar O an çıkar
Sen Yolcu
Bin sene yaşasan neye yarar
Bu bir hüznün hikayesidir
Terennüm eder durur böyledir
Kayıt Tarihi : 7.11.2019 23:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!