-Zülfikâr Yapar Kaleli'ye-
Âleykümüsselâm Kaleli canım,
Yolladığın mektubunu okudum.
Allah, Vatan, Millet cürümüm şânım,
Çalı-Diken değil, Gül'e şakıdım.
Allah'ı zikredip, yola koyuldum
Fikrimi hıfzedip İl'e Koyuldum
Zindana, hücreye bile koyuldum
Betonu, demire, tele şaşıdım.
Şehîtlik mûradım Allah yolunda,
Diyemez hiç kimse; 'Bunun dilinde.'
Seni de söyledim gönül dilinde!
Durgun suya değil, sel'e şakıdım.
Allah muhabbeti daim eyleye
Bekâ makâmını kaim eyleye
Kibire, gurura saim eyleye
Dicle'ye, Fırat'a, Nil'e şakıldım.
OZAN İLO lâl'dir merâm diyemez
Gelen geçer durup; 'Sıram' diyemez
Çekinir kullara; 'Yaram' diyemez
Hakk'a aşık bir hoş dil'e şakıdım! ..
Kayıt Tarihi : 8.2.2007 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bana yukarıdaki şiiri yollamıştı. Okudum anladım. Beni en çok
'Zindana, hücreye bile koyuldum
Betonu, demire, tele şaşıdım. '
dizeleri etkilemişti.
Bu şiirden daha güzel anlatılamazdı olay. Ozanlar için en iyi muhabbet şiirle olanıydı çünkü.
Ozan İlo'ya şu cevabı yazıp yolladım 1990 yılının kış aylarında.
Şimdi Kızarım Haaa! !
-Ozan İlo’ya-
Suçlarını yazıyorum hele bak
Elin katırına niye çüş dedin
Daha bilmediğim neler var mutlak
Eniğe, sönüğe niye oş dedin
Uymadın düzene, bağırdın hakkı
Lâiklik dertlerin ilacı zıkkı
Şimdi parmaklıktan o kadar bak ki
Devrin alığına niye keş dedin
Deme baş olanlar cüce olur mu?
Harf harf sıralasam hece olur mu?
Hak bilmez birisi yüce olur mu?
İslâm’ın şartına niye beş dedin
Sokaklar mezbaha et satılıyor
Çıkmaya imkân yok, hep batılıyor
Pezevenklik başta taç tutuluyor
Yenilen naneye niye leş dedin
Seksenleri ara fenerle, mumla
Zirzop sivriliyor devrilen çamla
Sendeki bu kafa ve bu ilhamla
Çıbanın başını niye deş dedin
Bunlar suçlarının daha yarısı
Deşersem gelecek yine gerisi
Pos bıyık,boz oğlan ve koç birisi
El açtı, yürüdü niye boş dedin
El hak amentüye iman diyerek
Yaradan Mevlâ’dan derman diyerek
Şanlı Peygamber’den ferman diyerek
Yiğitler yürürken niye koş dedin
Bir olalım deyip daim ileri
İnanan kişiler kalır mı geri?
Dalkavukluk eden beş on serseri
Tavuğa, culuğa niye kış dedin
Çalıştık, didindik, süründük aha
Süründük de çıktık mı ki sabaha
Zırlayan zırlasın ürkütme daha
Sözümü duyunca niye yaş dedin
Güle, sele,tele,bülbüle şakı
Bir gün de seçersin karayı akı
Unutmadın ama Emr-i mutlâkı
Allah’ın elçisi bize baş dedin
Desene kardeşim suçum iltifat
Demesen inan ki çekilmez hayat
Devir Firavun’un, Karun’un heyhat
Ve bu lâikliğe niye boş dedin!
1990
Zülfikar Yapar Kaleli
TÜM YORUMLAR (1)