SEVGİ DOLU HAYATA YENİDEN DÖNÜŞ.
Üç tarafı dağlarla çevrilmiş. Bir köydü Belceğiz ne kadar soğuk olursa olsun dağlar kuytu ederdi, köyümüzü geçim zorluğu herkes bir geçim kaynağı arardı dayım. Ali de geçimini sağlamak için sağa sola çırpınırdı ve bir gün onu Avrupa'nın kapısı açıldı koşarak Avrupa'ya geldi Avrupa'ya işçi olmak için iş ve işçi Bulma kurumundan yurt dışı çalışma belgesi çıkmıştı çok sevinçliydi dayım eşini çocuklarına ailesine artık Avrupa kapısı görülmüştü bu sevinç ile bütün kağıt kürek işlemlerini tamamladı ve gurbetin yoluna düştü .
Fransa'ya artık çalışmaya başlamıştı kayaları koparırcasına dağları sarsarcasına ekmek parası için çalışıyordu artık ve belli bir zaman sonra eşini de getirdi yanına çocukları oldu zaman su gibi akıp gidiyor çalıştığı paralarla köyden tarla almış traktör alınmış artık geçim sıkıntısı biraz ondan uzakta kalmaya başladı, zaman içerisinde çocukların birazını everdi, sonrada diğer çocuklarını everdi torunlar olmaya başlamıştı zaman su gibi akıp gidiyordu.
Zaman akıp giderken sağlığını hiç düşünmemişti onun amacı ekmek parası kazanmaktı kimin aklına gelirdi bir gün amansız bir hastalığın kapısını çalacağı her işe vardığında kendinde halsizlik bir tuhaflık hissediyordu ama ailesine belli etmiyordu zaman içerisinde ağrılar sıklaştı çocuklarda evlenip gitmişti sadece eşi ile kalmışlardı zamanın akıp gittiğinden habersizdi ta ki hastalık kapıyı çalana denk.bir gün işe gitmedi doktor randevusu vardı aile doktoruna gitti.
-Doktor sordu nen var diye. Ali dayım cevap verdi arada bir karnım şişiyor, arada bir kan geliyor dedi yumurta akı gibi salgılar geliyor dedi. - Doktor derhal hastaneye gitmelisiniz dedi dayım bir anda şaşırdı. Hayırdır doktor ne oluyor dedi tahlillerden sonra ne olduğunu söylerim dedi eve geldi yengeme hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi bir kaç bir şeyler hazırlattı. -Yengem hayır olsun ne varmış diye sorar. -Dayım yok bir bir şey sadece tahlil yapacakmış der.
Bir kaç günün ardından dayım hastaneden çıkar tekrar doktoruna gider doktor tahlilleri almış doktorun yüzü asıktır hayırdır doktor ne oldu der. -Doktor yavaşça başını kaldırır kısık bir sesle kanser kanser der . Dayım bağırsak kanserine tutulmuştur bir anda şaşkına döner o köyden ilk gelişi beş on dölüm tarla akıp gidecek adam şaşkındır. Sanki başından sıcak sular dökülmüş bir anda hayat bitmiş şaşkın bir haldedir doktor yerinden kalkar kolundan tutar ve oturtur.
Doktor tedavi sürecini anlatır bunun atlatılması yolunu anlatır ve. Eve gelir eşi Fatma yengen hiç bir şeyden habersiz kapıyı açar bambaşka bir insan görür kapıyı açınca yengem şaşırır. - Ne oldu Ali ne oldu der kanepeye oturur ve anlattırır. Öyle sine ağlar ki ikisi bir birine sarılarak. Bunu sakin çocuklara belli etmeden ama geçen zaman içinde kemoterapi başlamıştır bütün çocukları duymuş tur ilk kemoterapi sonrası saçların döküldüğünü görünce hep gizli gizli ağlamış bunu ailesine belli etmemiştir Ali dayım hastanede yatarken evde Fatma yengen bir anda bayılır düşer komşuları hemen hastaneye getirir birinci katta dayım ikinci katta yengem ve o gece yengemi hastaneye alırlar.
Komşular dayıma haber eder alt katta da eşiniz var diye haberdar ederler dayım hemen aşağıya iner yengen iyiyim der bir an başım döndü der birazda karnım şişti der dayım korkar karnım şiş deyince öyle bir telaş alır ki hemen doktorun yanına gider tahlillere bakan doktor kafasını yerden kaldıramaz hiç bir şey söyleyemez dayımın yanına gelir eşinizde kanser der.
Evet hem dayım hem yengem ikisi de bağırsak kanserine tutulmuştur, zaman içinde ikisi de birden tedaviyi görmeye başlamış, ikisi de kemoterapi görmeye başlamıştı, ikisininde saçları dökülmüş tür evde ikisi bir birbirine moral vereceği yerde ilaçların tesiri ile bir birini düşman görmeye başlamışlardır. Ve stres bunca yıllık evliliği ayrılığa taşımıştır. Dayım evi terk etmiş yengen yalnız kalmış çocukları çare bulamıyor bir hale gelmiştir .dayım söz dinlemez olmuş birkaç defa evlilik denemesi yapmış hayatın rüzgarında savrulup gidiyorken eski eşini de unutamamıştır.
Yengem tekrar evleneceğini duyunca artık deliye dönmüş kalkıp yanına gitmiş o eski sevdiği Alisine şöyle uzaktan bir bakmış gözlerini tutamamış, usulca varır ne oldu bize der yengem ağlayarak dayım kafasını kaldırıp bir bakar tutamaz gözlerini bilmiyorum, bilmiyorum der yengeme sarılır ağlar. Yengen hadi gel evimize gidelim der dayımın elinden tutar dayım bir daha bakar gözlerine. Gidelim gülüm gidelim der ve o gün ikisi el ele tutup evlerine gelirler ve o günden sonra bir birine öyle sarılırlar ki ikisi de hastalığı yener ikisi de çok iyi olur ve şimdi mutlu bir şekilde yaşayıp gidiyorlar. .
Sevgi dolu hayata yeniden dönüşün hikayesi mutlu sonla noktalanır. Aslında hani nikahta denir ya iyi günde kötü günde , hastalıkta, sağlıkta, diye bunu unutmamak gerekir. İnsan istediği takdirde bütün zorlukları sevginin gücü ile aşa biliyor Rabbım bütün hastalarımıza acil Şafi ismiyle şifalar versin İnşallah.
Eser: Fatma Yıldırım Editör : Zeki Çelik Dernek üyesi.
İŞTE BÖYLE YAR
Gitmeyi düşünme daha çok erken
Sevip sevilmeye zamanımız var
Biraz daha sevsek vaktimiz varken
Bir kar yağar alır götürür rüzgar
Tuhaflık var sende sendeki ne hal
Aşk mı yordu seni otur bir soluk al
Baharla yaz gitsin sen yanımda kal
Geçen kış yağmadı bu kış yağar kar
Bazen aşka küser gücenirsin
Sana git desem belki incinirsin
Gitmek istiyorsan sen sen bilirsin
Yanımda kalmanı çok isterim yar
Bir ucundan tutup başlamak lazım
Seven bir yüreği aramak lazım
Sevince seveni anlamak lazım
Zamanın en güzel saatinde sar
Fatma Yıldırım Şarkikaraağaç Belceğiz köyü
OLUYOR
Tedbirleri elden bırakmayalım,
Ansızın haneye dolan oluyor,
Bazı dostları da abartmayalım,
İçinden bizleri yolan oluyor.
Savaşa gerek yok barış sağlansın,
İltifat sunulsun, nazlı bağlansın,
Müziğini açta, coşsun, eğlensin,
Bazende ortamı bulan oluyor.
Yerin kulağı var işitiyorlar,
Şaşırıp kafayı üş ütüyorlar,
Şantajda düşünüp azıtıyorlar,
Çevrende sırrını bilen oluyor.
Güvendiğin dağa karlar yağıyor,
Stres, depresyonu seni boğuyor,
Zalimin ufkunda güneş doğuyor,
Ansızın sokuyor yılan oluyor.
Hayat akışına kapıldık gittik,
Çocuktuk,büyüdük,yaşlandık bittik,
Kefene sarıldık, kabre de yattık,
Zeki'nin varlığı yalan oluyor.
Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi,
ZEKİCE KÜLTÜR ve SANAT EVİ KURUCUSU.
Zeki Çelik
Kayıt Tarihi : 31.12.2018 16:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!