'Zırrrrrr' sesiyle uyandım.
Dünden kurduğum saat çalıyordu.
Saat sabah 8.00...
Neden kurduğumu bilmemenin şaşkınlığı
ile kalktım yataktan,
Biraz kıvranarak.
Gün, aydın idi; ama aydın olduğunu
söyleyecek biri bulamadım.
Kimse de bana yazmamış, telefona baktım.
Kalktım sonunda.
Aç da değildim ya,
mecburî kahvaltı yaptım.
İki üç lokma...
Zaman geçsin istedim.
Kitap aradım biraz.
Buldum.
Okudum.
Adı; 'Genç Werther'in Acıları'...
Goethe yazmış, yazmaz olaymış.
Bendeki anıları depreştirdi.
Werther kadar olmasam da
Kalbim onun kadar ölü...
Biraz zaman geçti.
Güneş tepepe.
Öğle vakti.
Dışarı attım kendimi, bir başıma.
Çalışanlar öğle tatilindeler.
Kimi inşaat emekçisi, yiyor peynir ekmek çay.
Bakıyorum,
herkes koşuşturma içinde.
Yaşama telaşında...
Caddelerde 'Kalabalık yalnızlıklar'.
Birbirini görüp bakmayan insanlar.
Satıcılar, satma derdinde,
alıcılar almama...
Kimisinin derdi,
kimisinin mutluluğu olmuş.
Kimisi üç beş kuruş para kazanma derdinde,
kimisi bunun on-yüz katını yeme...
Sıkılıyorum,
yoruluyorum.
Dinlenmek için eve atıyorum yeniden kendimi.
Müzik dinliyorum.
Beni daha da bunalıma sokuyor.
Lanet ediyorum.
Gün ikindiye geliyor.
Camiden ses geliyor 'Allah büyük'.
Haklısın diyorum müezzin.
'Allah büyük' diyorum ben de.
Geçiyorum kendimden.
Biraz uyumuşum.
Uyanıyorum.
Bu sefer zille mille değil, kendim.
Güneş turunculaşmış,
elvedâ demeye yaklaşmış.
İmreniyorum güneşe bazen,
Batacağını bile bile doğduğu için...
Gerçi bizler de öleceğimizi bile bile yaşıyoruz.
Yaşamaya çalışıyoruz.
Hava koyu mavileşiyor.
Güneşin batışını izliyorum.
'Hoşça kal' diyorum, 'Yarın görüşmek dileğiyle.'
Hava kararınca daha fena oluyor.
Bu sefer çalışanlar yavaş yavaş evlerine,
Hayvanlar yuvalarına gidiyor.
Dışarısı ıssızlaşıyor git gide.
Caddeler yalnızları oynuyor.
Kaldırımlar, kaldırımlar buz gibi oluyor.
Karnım biraz aç gibi.
Bir şeyler yiyorum, içiyorum.
Yazıyorum bir şiir;
'Ummadık Bir Anda' ismini verdiğim.
Yeniden bir kitap okumak istiyorum.
Ama beni bunaltmayacak.
Bu sefer biraz tarihe gidiyorum.
Tekrar müezzini işitiyorum.
Saat yatsıya geliyor.
Ayracımı koyuyorum kitabımın arasına.
Yalnız caddelerin yanına gidiyorum.
Dertleşiyorum, konuşuyorum.
Yürüyorum kaldırımlarda.
Ağaçlarda bir rüzgar, yapraklar hışırdar.
Sanki benle konuşur onlar.
Biraz serin oluyor hava,
Önümü kapatıp gidiyorum eve.
Birkaç şiir okuyorum Can Yücel'den;
'Her şey sende gizli, bağlanmayacaksın...'
Tekrar nedensiz yere saati kuruyorum,
sabah 8.00'e.
Yatıyorum yatağıma sırt üstü.
Havada dolunay...
Sanki güneşten bana selam yollar.
'İyi geceler' diyorum
duvarıma, kitabıma, aya...
Sanki kara kaplı bir kitap gibi bu oda.
Yavaş yavaş kapanıyor gözüm,
uyuyorum, uyuyorum
Bir gün de böyle geçiyor,
Ama insan her şeye rağmen
YAŞIYOR, YAŞIYOR...
31 Ocak 2011
Utku ÇamurcuKayıt Tarihi : 17.5.2011 11:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Utku Çamurcu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/05/17/bir-gunun-anatomisi-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!