Yıl Beş Yüz Yetmiş Bir, aylardan Nisan
Alemlere rahmet güneşi doğdu.
Habibullah oldu o yüce insan
Ebedi muhabbet güneşi doğdu.
Zirvedeydi o gün; sapkınlık, zillet,
Mevcuttu toplumda her türlü illet.
Bitti sayesinde devr-i cehalet
Dünyaya saadet güneşi doğdu.
Kız evlatlar gömülürdü toprağa,
Yalvarması yansımazdı kulağa.
Zulmetin arttığı karanlık çağa
İslam’la hidayet güneşi doğdu.
“Çöle İnen Nur”du asırlar evvel,
Yunus der; “hem adı hem kendi güzel”
O gece ahlakı, huyu mükemmel
Edep, haya, iffet güneşi doğdu.
Doğruluğu dürüstlüğü gösteren
Fenalığı, azgınlığı hep yeren,
Sevgi dolu nice mesajlar veren
Bir büyük hitabet güneşi doğdu.
Doğmamıştı, baba koştu ölüme,
Hak sahip çıkarım dedi kuluma,
Der ki o yetimi alan Halime
“Evime bereket güneşi doğdu”.
Anne gitti; yaşı altı olunca,
Yapayalnız kaldı dede ölünce.
Peygamberdi yaşı kırka gelince
Aydınlandı ümmet, güneşi doğdu.
Haksızlıklar karşısında susmayan,
Akrabayla alakayı kesmeyen
Darılmayan, gücenmeyen, küsmeyen
Nezaket, zarafet güneşi doğdu.
Hiç sevmezdi; bedduayı, laneti
Her durumda dua idi adeti.
Göğüsledi baskıları, şiddeti
Taif’te cesaret güneşi doğdu.
İnsanları davet etti İslama,
Krallar, kisralar geçti selama.
Bağdat’a, Basra’ya, Mısır’a, Şam’a
Hazreti Muhammet (S.A.V.) güneşi doğdu.
Kayıt Tarihi : 2.6.2013 00:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!