..yer Beşiktaş-Adalar iskelesi. 3 saat kadarda orada bekledim.Kadınlar bekletir. Bekledim. Elime tutuşturulan gülü çiçekçi bayandan almak zorunda kaldım. Sonrada kalem satan yaşlı teyzemi geri çevirmek istemediğim için onuda aldım.Bir gül,bir kalem ve ben bekliyorduk.Gülü sapından ayırdım avuçlarımda sevdim biraz. Ölü bir çiçekti. Üzüldüm. Toprağından,dalından koparılan çiçeklere üzülürüm ben.Telefonum çaldı ve 20 dakika içinde yanımda olacağı bilgisini verdi. 23,24,25.. dakika derken beklediğim yere geldi. Uzaktan izledim onu biraz. Gözlerinin beni aramasını izledim. Baktım bulamıyor ona doğru adımladım. Karşımdaydı işte.Hemen arkasında deniz vardı ama gözlerinin yanında deniz mi vardıydı orda? Elimi uzattım ama o geri çevirip sarıldı. 14 saatlik soğuk bekleyişin ardından öyle bi sarıldım ki, hep kollarımın arasında kalsın istedim. Dünya dursun,etrafımızdaki kalabalık dursun, biz saatlerce sarılalım istedim. -Allah’ım o ne eşşiz bi kokuydu. Bu huzur cennette vaadedilen huzurla eşdeğerdi.- Olmadı. Zaten ben ne istesem olmazdı.Dünya dönüyor ve insanlar yürüyordu.Bizde yürümeye başladık.Yürüyorduk. Düşünebiliyor musunuz? Yanımda yürüyordu..Yan-yana yürüyorduk. Bi sigara yaktı,benim çakmağımla bi sigara yaktı.Hiç gitmesin istedim, ”Allah’ım hiç gitmesin. Koy önümüze uzun bi yol,bitmeyen bi yol, yürüyelim n’olur.” diye yalvardım içimden.Cebimdeki gülü çıkarıp verdim.Ona ölü bi çiçek verdim.Onu çiçekleri öldürecek kadar çok sevdiğimi anlamalıydı.Sonra ceketimin koluna sokuşturduğum kalemi çıkarıp verdim.Onda dursundu. ”Gel” dedi. ”Gel deniz havası al biraz,aldın mı? ” dedi. ”Gözlerin deniz,kokun havası ama yeteri kadar almadım henüz” diyemediğimden ”seni beklerken aldım çokca” dedim. Baktı biraz. Güzel bakıyordu. ”Niye geldin? ” diye sordu. ”Bilmem” dedim. Bilmiyordum,niye geldim bilmiyordum. Gideceğini bile bile niye gittim bilmiyordum.Bi yere oturalım dedik.Yürüyoruz ama gözüm üzerinde. Biri çarpmasın zarar vermesin diye gözüm üzerinde. Oturduk sonra. O kahve almaya gitti,ben bekliyordum. Aradı sonra. Mavim benim arıyordu.Açtım nerede olduğumu sordu, gösterdiği masada beklediğimi söyledim.Görememiş ilk,göremeyince kötü hissetmiş,korkmuş. Öyle söyledi. Geldi sonra. Karşımdaydı. Yanımda değil,karşımdaydı. Nedenleri sordu,nedenleri bilemedim.Bilmiyordum ama seviyordum,çok fazla seviyordum. Yetmedi. Sevginin yetmediğini anladım o an. O da sormaktan vazgeçti zaten.Gözleri,gözleri gökyüzüne meydan okuyordu.O başka yöne baktığında uzun-uzun izledim onu. O’na nasıl baktığımı görenler içimde taşıdığım aşkı anlamıştır.Ama bakışlarımı yakalayacak diye ödüm kopuyordu. Gözlerini bana yönelttiğinde,gözlerimi ondan alıp nereye koyacağımı bilemiyordum. Ellerim titriyormuş,farkında değildim. Tutup sakinleştirmek istemiş ama yapamamış.Yapsaymış keşke di mi? Ellerini henüz tutamamıştım çünkü ben. Oturmaya devam ediyorduk.Söyleyecek çok şeyim vardı bi-kaçını konuştum. Birazda ben ”neden” dedim,o anlattı.O anlatabiliyordu. Benim gibi değildi.Çok güzeldi be.Parmaklarım bi bahane ile omzuna değdi.Allah’a dokundum sanki. Anca bu kadar olurdu bi huzur çünkü.
Onu beklerken saatlerce oturduğumdan dizlerim ağrıyordu ve sabit oturamıyordum. Ellerini dizime koydu,huylandım ve güldüm. Dizlerimden huylandığımı hiç biriniz bilmiyorsunuz di mi? Ziyanı yok ben de o an öğrendim.Sonra bi-kaç kez daha dokunmaya yeltendi. Gülüşümü seviyormuş çünkü,öyle söyledi. Gömleğimin cebimden 2 misket çıkarıp avuçlarına bıraktım.Geçen yıllarda çocukların oyununu bozarak almıştım.Biri mavi onluk olanlardan,diğeride sıradan bi msketti işte. Mavi o, diğeri de bendim kendimce. Artık onda kalsındı. Biz bir-birimizde kalmayı başaramadık,o bende kalmadı bari onlar onda kalsındı.Artık olamayacağımızı söyledi. ”benimle arkadaş kalabilir misin? ” diye sordu. Ulan nasıl olayım ki? Ben seni bu kadar çok severken, bu kadar çok aşıkken nasıl olayım? Benim canım nasıl dayansın buna? Ben seninle nasıl arkadaş olunur bilmiyorum ki,nasıl olayım? Ama iki seçenek vardı ya arkadaşı olacaktım ya da arayıp sormayacaktım.”Olurum” dedim, ”olurum..”
Oturduk öyle 3 saat kadar. Belki 4 bilemiyorum. ”Gidelim mi? ” dedi, ”Ben daha doyamadım ki sana,biraz daha otursak? ” diyemediğimden, ”olur” dedim. Umutlar bitmişti çünkü.Kolum kanadım kırılmıştı sanki.Kalktık,”otobüs firmalarına bırakayım” dedi, ”olmaz” dedim. Olmazdı çünkü. O metrobüse gidene kadar kim bilir kaç kişi çarpıp geçecekti. Ben onu bırakcaktım. Gittik. Metrobüslerin önündeydik ve o birazdan gidecekti. Ölüm gibi birşey olacaktı ama ikimizde ölmeyecektik. İçim ölecekti ama yaşıyor olacaktım. Çok saçma di mi? Ruh ölüyor ama beden sağlam. Çok saçma.. ”Ben gidiyorum o zaman” dedi. Ama öyle bi dedi ki sanki ”Ben gidiyorum ama lütfen buna izin verme” der gibi. Gidecekti artık,sarıldık sıkı-sıkı. Gitmesindi. Niye gitsindi ki? Kalsa olmazmıydı? Girdim koluna ”Eve biraz geç kalsan bişey olmaz bence” diyip götürdüm. Sonra ”Ben birinin koluna girince yürüyemiyorum” diyip çıktım kolundan. Bu kez o girdi koluma ”böyle yürürsün ama” dedi. Yürürdüm. Öyle de yürürdüm ama ona dokunmayı haketmediğimi düşündüğüm için öyle bir bahane uydurmuştum. Oturduk sahile karşı. Güneş batıyordu. Etrafımızda iyi-kötü bir sürü insan.Hiç birini görmüyor,duymuyordum sanki. Baktım şöyle gün batımına ”Sevgin peki,bitti mi? ” diye sordum ”Bitti” dedi. O an orda bir başınaydım sanki. Dünyada bir tek benmişim gibiydi. Etrafımdaki sesler kulağıma ulaşmıyordu. Beni oraya gömmeliydiler. Yutkundum çok kez,dişlerimi sıktım kırarcasına. Ağlamamalıydım.Ağlamama dayanamazdı çünkü, ve ben gözyaşlarımı kullandığımı düşünmesin diye ağlamamalıydım.Bi sigara yaktım. Çantamdan ona vermek için bişey almalıydım sigaramı tutması için ona uzattım. Sigaramı içti. Ben onun sigarasını içmek isterken o benim sigaramı içti. Geri istediğimde ise vermedi. Vermeliydi. O sigarayı birlikte içmeliydik. Onun dudaklarından sonra benim dudaklarıma kiracı olmalıydı o sigara. Olmadı. Başka bir sigarayı ateşe verdim bende.Kalktık.Yine lanet olası metrobüslerin oraya gittik. Artık gidecekti. Ve ben oyalayabildiğim akdar oyaladım onu.Uzun süre dikildik öylece. Bi sonrakine binersin diyerekten onlarca metrobüsü atlattım.Ama biri illa ki alıp gidecekti onu. Sevgime o kadar çok güveniyordum ki bi şans istedim birazda zaman.Vermedi. Affetmedi beni. Affetmeyecekti de. ”Bundan sonrasında hayatımda biri olacak olursa bu sen olmayacaksın”dedi. Al işte! Allah’ım al göm beni işte buraya! Sürünüyorum öldürsene!
Gitmek istedi. ”Gidersin biraz daha kal” dedim ama gitmek istiyordu. Üzerine doğru metrobüs geliyordu, kolundan tutup yoldan çektim. Kendime çektim. Çok yakındık. Burnumun dibindeydi işte.O an içimde çok başka bir heyecan oluştu. Allah’ım neden biraz daha çekip öpmedim ki! ? Bilmiyorsun,ben de bilmiyorum zaten..
Gitti.. Bindi bu kez o lanet olası metrobüse. Bir kez daha sarılmalıydık. Tutup kolundan çekmeliydim ve bir kez daha sarılmalıydık. ”Seviyorum ulan! Nasıl bırakayım ben şimdi seni? Bak kokun sindi üzerime yıkanınca geçer mi sanıyorsun? ” demeliydim. Gitmesine izin vermemeliydim vermedim de ama gitmek isteyen birini durduramıyorsunuz işte.
Gitti.. Metrobüsün arkasından yürüdüm. ”Hay senin gittiğin arabanın tekerine! ” diye sövmeye başladım. Baka-kaldım ardından. İner gelir belki dedim,inmedi,gelmedi,gitti..
Gitti.. Ve ben yürüyemiyordum. Bedenimi taşıyamıyordum. Omuzlarım düşmüş, ruhum ölmüştü. Bıraktım kendimi kaldırım taşlarına. Dişlerimi sıkmayı bırakıp gözlerime dolan yaşlarımı azad ettim. O şehir öyle ağlayana daha önce hiç şahit olmamıştır. Kalktım. Yürüdüm boş boş. Ulan doyamamıştım ki daha. Avuçlarını öpemedim ki. Öpseydimde öyle gitseydi. Ellerini avuçlarıma doldurup öpmeliydim avuçlarını. Öpemedim. Zaten ellerini de tutamamıştım hiç. Yanağını dahi öpememiştim. Bi sarılmamız yanıma kar. Bitmişti ama ben gördüğüme sevinmiştim. Canım yanıyordu ve içimde sonsuz bir hüzün vardı ama ben gördüğüm için çok mutluydum.Tek tesellim sarılmış olmamız oldu.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta