Bir Günde Bir Ömür İstanbul Şiiri - Yoru ...

Meryem Şahin
229

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bazan birilerinin zorlamasından sıkılır insan. Bazan de bunun gerekli, hatta faydalı olduğu durumlar da vardır. Hayatını hizmetin hizmetine sunmuş bir genç, azmi elden bırakmama prensibini bana da uyguladı. Kendimce bulduğum sebeplerin ucuna sımsıkı yapışmışken, ip yarışı yapanlardan kuvvetli olanın asılmasıyla diğerinin sendeleyip çizginin öbür tarafına geçmesi anını yaşadım. Çizginin berisinde bir sürü şey vardı, bana ait, benim olan, benimle yaşayan. Çizgi ötesinde hafif esintili, çiçek kokulu bir İstanbul sabahı.
Beylerbeyi’nin kucağında İstanbul yaşıyordu. Sahilde bekleşen kayıkların içinde, sularda geçen yaşamlarını paylaşan, kimi midye ayıklayıp, kimi evi (!) ne arkadaşlarını davet eden mütevazi “kayık ev” sahibi ile ona takılıp espriler yapan meslektaşları… bembeyaz köpükler saçarak yaklaşan bir gemi …toz pembe- beyaz renklerin kucaklaştığı rüya gibi görüntüsüyle iskele binası… yandaki taşın üzerine oturmuş parıl parıl parlayan balıkları okşar gibi temizleyip, köpük kasaya büyük bir itinayla yerleştiren balıkçı… ve yanından bir anne adayı kedinin ileri geri volta atarken nefis balık kokusunu hiç duymamışcasına bir kez bile dönüp bakmadan mağrur, ağır adımlarla defalarca gelip gitmesi…şu ilerde bankın yanındaki saksının içine kıvrılıp yatmış gelip geçenleri hiç umursamadan uyumaya devam eden tekir kedi… fotoğraflık tablo…
Karşı taraftan boğazın serin sularıyla sabah banyosunu yaparak yaklaşan güzel şirin bir tekne..güleryüzlü teknecinin içten karşılaması, merdivenin ilk basamağını geçişim beni Vaniköy’deki yalılardan birinin davetine icabet eden hatırlı misafir havasına sokuverdi. Masmavi boğazın suları güneşin ışıklarıyla yıkanırken teknemizin içi şiir kokularıyla ıtırlandı. Sözcükler bayraklaştı, gönüller şiirin sıcaklığıyla ısındı. Yürekler kah ağladı İstanbul’da yitenlere, kah sevindi sevda ateşini yakan fiillere…
O küçük ortamda birçok şey vardı…azmin, ıstırabın abidesi bir genç vardı orada…iyi ki de zorlamıştı birilerini…Bazen insanları bir şeylere zorlamanın gerekli olduğu düşüncemin doğruluğuna kendi kendime tekrar olur verdim.
Politikanın o yoğun, ateşli humması ve koşuşturması içinde şiiri yaşayanlar vardı…
Şiir adına iki gündür hiç uyumadığını söyleyen yaşının da 41 olduğunu zanneden (bence) 25-30’luk bir genç vardı…
Başka bir genç daha vardı orada… 22 olduğunu söyleyen ama yazdıklarıyla ve tavırlarındaki olgunluğuyla bu yaşı daha yukarılara çeken nezaket, zarafet abidesi bir genç…

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta