..
Bir gün öyle sessiz gideceğim ki...
Kümbetbaba Sokağı'nın kaldırımları bile fark etmeyecek.
Adımlarımı saymayacak kimse, arkamdan bakan olmayacak.
Şehrin uğultusu bile duymayacak sesimi.
Terk ettiğin o sokağı, ben de terk edeceğim.
Senin gölgenden başka hiçbir iz bırakmadığın o sokaktan
geçip anneme gideceğim.
Tıpkı annemin Kümbetaltı'na yürürken o sokaktan geçtiği gibi.
Ben de anneme gideceğim, sana veda bile etmeden yürüyeceğim.
Eskiden olsaydı belki…
Balkondan bir karanfil atardın bana, hayalleri yarım kalmış bir adamın gidişine
küçük bir yas, kırık bir bakışla eşlik ederdin.
Ama şimdi ne sen o balkondasın,
ne de bende o hayaller kaldı.
Aramıza yollar değil, şehirler hiç değil, hiçbir şey girmeyecek.
Bir daha hiç karşılaşmayacağız.
Tesadüfler bile küsmüş olacak bize.
Aynı sokaktan geçmeyeceğiz.
Aynı saatte gökyüzüne bile bakamayacağız.
Birimiz ölecek önce ben ve diğerimiz hiç bilmeyecek.
Nerede olduğumu bilmeyeceksin.
Hangi toprağa karıştığımı, hangi yağmurla yıkandığımı,
hangi rüzgârın beni savurduğunu asla öğrenemeyeceksin.
Bir Fatiha bile okuyamayacaksın ardımdan.
İzimi kaybedeceksin…
Belki de hiç aramayacaksın.
Oysa ne çok şey yaşamıştık…
İnce bir sızı gibi hatırlanan anılar,
yarım kalmış cümleler, tamamlanmamış hayaller…
Hepsi şimdi birer toz bulutu gibi dağılacak rüzgârda.
Kimse bilmeyecek izimizi.
Hiç kimse…
Bu mektubu da duymayacaksın belki...
Ama ben yazıyorum yine de.
Çünkü bazı sessizlikler, ancak kelimelerle taşınır.
Bazı ayrılıklar, ancak susarak anlatılır.
Ve ben susarak gidiyorum…
Tüm yaşanmışlıklarımızı içime katıp,
sessizce, iz bırakmadan…
Ekrem Öztürk 3
Kayıt Tarihi : 3.8.2025 07:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Azize’ye Mektuplar
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!