Bir köy vardı dağın ardı, sis dolu,
Yolları taşlıydı, rüzgârı soğuk.
Elif yaşardı orda, gül goncası,
Bakışı bir başkaydı, sesi bir ılık.
Çoban Hasan her sabah sürüyü alır,
Gönlünü koyardı Elif’in yârine.
Bir selam beklerdi, bir çift bakışa,
Katar katar dizdi aşkı kervanına.
Bir gün çeşme başında denk geldiler,
Elif su çekerken, Hasan susardı.
Kalbi yerinden çıkacak gibiydi,
“Selam,” dedi, sesi taşa çarptı, dağı sardı.
Elif gülümsedi, “Gün ola hayırla,”
O günden sonra her yol orda biter.
Hasan elini koydu kalbin üstüne,
“Bu sefer yandım,” dedi, “bu bir kader.”
Günler geçti, köy büyüdü, Hasan büyüdü,
Anası babası dedi: “Git, iste kızı.”
Yüreğinde seher, elinde umut,
Gitti Elif’in kapısına, aldı sızı.
Ama kader yine bildiği gibi,
Elif çoktan sözlenmişti bir başkasına.
Ne Hasan’a bakan, ne de gözü yaşlı,
Bir damla düşmedi o kara basamağa.
Hasan döndü, o yokuş hep aynıydı,
Bir tek kalbi eksikti artık göğsünde.
Elif bir gün gitti, dönmedi geri,
Kaldı adı çobanın türküsünde.
Kayıt Tarihi : 21.6.2025 10:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!