Bir gün gelir ararsın gülüşlerimi,
Bir gün gelir sen de anlarsın kıymetimi,
ama vakit çok geç olur o zaman,
kendi elinle yıkıp attın herşeyi,
sana yanmıştım,
sana safça inanmıştım,
bir gün bu yaptıkların,
Sorulacak sana...
bir gün gelir sen de ağlarsın benim gibi,
bir gün gelir sende dersin 'bilemedim kıymetini'
ama dedim ya,
vakit geç olacak,
bulamayacaksın beni...
bir gün gelecek ki vücudun delicesine titreyecek,
bir gün gelecek ki yüreğin sana isyan edecek,
o zaman kamçı vuramayacaksın duygularına,
dilin yalnızca benim adımı zikredecek....
bir gün sende anlayacaksın söylediklerimi,
dağların yerinden kopmasını,
ve ağlayan martıların söylediklerini,
onları o zaman ben duyuyordum,
ama onların sesi kemirecek beynini....
o zaman anlamazdın benim neler çektiğimi,
ama şimdi ben değilim acınacak halde olan,
artık sana acıyacaklar,
artık sen olacaksın sonsuz hayallere dalan...
ama her ne kadar hayal kursanda,
her ne kadar beni yanında sansanda,
artık yanında değilim,
çünkü beni kendi ellerinle silip attın kenara,
kendi ellerinle gömdün beni diri diri toprağa...
bir gün gelecek ölecek içindeki bütün duygular,
bir gün gelecek yüreğini yakacak geçmişte yaşananlar,
o zaman nice pişmanlıklar duyacaksın ama,
birden dank edecek kafana, beni gömdüğün toprağa...
belki o zaman mezarıma geleceksin,
belki beni asıl o zaman seveceksin,
çünkü yanmanın ne demek olduğunu,
ölümüne sevmeyi,
ölümüne sevenin gerçekten öldüğünü,
ve ölümüne sevene muhtaç olduğunu, o zaman anlayacaksın...
o zaman belki sevdiğim bir çiçeği gelip koyacaksın,
üzerimi kapatan kara toprağın üzerine,
o zaman belki ilk defa bir dua okuyacaksın,
seni duymam için ve bakmam için gözlerine...
ama o zaman çok geç olacak,
çünkü beni,
o çiçek getirip üstüne koyduğun toprağın içine sen gömdün,
ama ben sana kırılmamıştım, sen benim tek sevda gülümdün,
o zaman senin ağlaman gerekirken
ben ağlıyor olacağım sana, yaptıklarına,
çünkü beni kendi ellerinle gömdüğün o toprağa,
sen suç atıyorsun, ben kendim girmişim gibi oraya...
ama ben sana demiştim,
bir gün gelir hasret kalırsın benim bir anlık gülüşüme,
bir gün sende özlersin benim seni özlediğim gibi,
bir gün sende düşersin benim hasretime,
benim yıllarca vuslat beklediğim gibi...
gün gelecek sen de yanacaksın volkanlar gibi,
gün gelecek sende donacaksın kutuplar gibi,
ve gün gelecek hayaller denizinde boğulacaksın,
geceler geçirirken hayalimle odanda,
benim adımı kazıyacaksın duvarlara,
ve o zaman sana da zindan gibi gelecek odan,
gözlerin uykusuz,
dudakların kuru,
ve ellerin titreyerek ve gözlerini bir noktaya dikerek,
ağlayacaksın,
sigara üstüne sigara yakacaksın,
ağlayacaksın, ağlayacaksın, ağlayacaksın...
ve bir gün gelecek bakacaksın etrafına,
bütün dost bildiklerin düşman olacak sana,
ne anan, ne baban yardım edemeyecek,
ve sende muhtaç olacaksın,
derdini anlatmak için dağlara, bayırlara...
ama onlarda sana yüz çevirecek,
çünkü beni öldürdün,
beni sen öldürmeden önce seni seven dağlar bayırlar,
o zaman sana düşman olacaklar...
ben sana demiştim,
bir gün gelir ayrılığı seçersen ağlamam ben arkandan,
ve emindim yaptıklarına pişman olacağından
ama iş işten geçti be PRENS,
Artık kavuşmak imkansız,
Her ne kadar çıkaramasan da beni aklından,
ben seni izliyorum, korkma
Leyla ile Mecnun'un yanından...
Kayıt Tarihi : 10.12.2003 18:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!