Bir Gün Batımına Dair

Nasıl anlatılır günün battığı?
Bahar'ın gelmediği misal,
Açmadan solduğu, papatyaların,
Nasıl söylerim konacak çiçeğin kalmadığını,
Kanatlarını serdikleri göğün toza bulandığını,
Envai çeşit renge bürünen kozasında,
Kelebeklere...

Güllere misal,
Bülbül öldü, denir mi?
Tomurcukken bin bir diken üzerinde...
Şimdi hangi genç koparır dalından?
Hangi sevgiliye olur armağan?
Sevgiliye gül soldu denir mi?
Şimdi hangi şair yazsın gazelini?
Hangi sevdalı okusun beytini?
Ediplere şiir bitti denir mi?
Şimdi kimler ahuzar etsin?
Bu enkaz-ı aşkın ağır yükünü,
Hangi pehlivan üstlensin?
Pehlivana yük ağır gelir mi?

Ama unuttuklarım da var halâ.
Nasıl anlatılır günün battığı?
Daha dağlar var misal...
Yarıklarından hala coşarak akan,
Billur sular var...
Tepelerde hürce süzülen bir kartal var misal.
Av devam ediyor.
Kurt pusudan çıktı.
Yerlere dökülmüş bu akşamüstü kızıldığında,
Hepsi özgürlük kitabından bir ayete misal,
Karıncalar...

Ey bu dağlarda, taşlarda adını okuduğum,
Dilime sığdıramadığım sevgili!
Nasıl anlatılır günün battığı?
Nasıl inkar ederim Seni?
Nasıl inkar ederim,
Kırmızısı içime yeni hayaller katan güneşin,
İlk ışıklarını?
Kaç şeytan kâfi gelir gözlerimi örtmeye?
Kesebilir miyim ümidimi merhametinden?
Adın haykırıldıkça kalem minarelerden.
Nasıl unutulur ki o kulaktan kalbe inen,
Bir elif, bir lâm ile yankılanan huu...

Nasıl anlatılır günün battığı?
Güneşin zevali mi olurmuş?
Sen dürümedikçe şu kehkeşanı,
İndirmedikçe kandil kandil yıldızları.
Söyleyebilir miyim?
Bu dağlarda yeniden hayat bulmak için,
Kurumuş bir otu gagasıyla yuva eden kuşların,
Terk edip bir çınar dalındaki damını,
Hicret ettiğini?