alacakaranlık….
birkaç hayal adım…
az sonra ezan sesi…
şeytanı ürkütmekte…
ay güneşe sesleniyor:
-nöbet sırası sende...
gözlerim gece gibi ağır…
yürüyorum…
bir gün bitecek yolları…
gözlüyorum …
cevapsız sorulara bir çare
arıyorum…
yenik bir komutan naçarlığında
gördükçe eskiyorum…
zamana tutsak bir kürek kölesi gibi
kendi umutlarımın okyanusunda
boğuluyorum…
işlek bir cadde ortasında
kimse kimsenin umrunda
apartman girişine sinmiş genç bir boyacı
görüyorum…
başı kirli avuçlarının arasında
kendi ekmek teknesinin üstünde
batan gemisinin kaptanıymış misali
oturuyor…
birikip nasır tutmuş ellerinde dertler…
onunla birlikte ağlıyor
sövüyorum…
denizin bilgece sükûnetine
sığınıp oturuyorum...
yedi-sekiz yaşlarında bir çocuk yanaşıp
ellerinde yiyemediği şekerleri uzatıyor...
parasını veriyor,şeker almıyorum...
ince bir ses diyor ki:
-ben dilenci değilim
şekerlerden almayacaksanız alın paranızı…
onuru şaşırtıyor
durumu üzüyor beni…
şeytan diyor ki:
tüm mecburiyetlerini soyunup at
umudun alnına basa basa
gövdeni yaka yaka git!
ellerine dokunamadığın sevgilinin
yüreğine mıhlanmış parmak iziyle
çek git!
gidemiyorum….
Gün sesleniyor aya:
-nöbet sırası geldi sana…
Kayıt Tarihi : 3.9.2004 17:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

saygılarımla
'Gün sesleniyor aya: -nöbet sırası geldi sana…
güzel bir şiir...tebrikler...
-nöbet sırası geldi sana…
Çok güzekdi....sevgi damlaları
TÜM YORUMLAR (7)