Bİr Gün Şiiri - Halil Küçükbiltekin

Halil Küçükbiltekin
21

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bİr Gün

üşümüşlüğü ile uyandım yatağımın soğukluğu düşlerime vuran
yüreğimde boşluğu sıcaklığı bir insanın
penceremde dünden kalma sancılar
yalnızlığını kusan bir ekim sabahı ve yargılamaya hazır zaten saatler
pişmanlıkla nabız atmakta yerinde durmasını bilmeyen yelkovanla akrep

semanın tanrısızlığına ilişiyor biraz esmere çalan gözlerim
karanlığın hükümran olmadığı bir saatte
dokunması özlem biraz da ürkek mektuplarım altında yastığımın
arasına karışmış hasretle yapışan saçlarımın
tebessümü eksik çay kokusu karışıyor ansızın
çaresizliğimin ahşap güvertesine

boşa dolanırken ekmeğine hasret eklerken
kelimelerin anlam kazanmasına ramak var
közlenmiş göz yaşlarına sabıkalı sevdalar eklerken
o ramağa da özlemden kalma çekilmemiş özlemler var

farkına da varmışım günahlarımın ama arınmam
mümkün mü bu kadar işlerken düşüncelerimde
ve masa üstünde bırakırken dayatılmış sevişmelerimi
bir de dönüşü olmalı gidişlerin
gidişlerinde olmalı aslında yoksa nasıl tadarım mutluluğunu özlemin
hele de başrolünde gözlerin varken

yaşamaya sebep sebeplerim var
tükettiğim kavgalarım sevdalarım ömrüm de var
son vermeme ertesiye az kala gençliğimin
içimde doldurulması mümkün olmayan
doldurulmayı bekleyen sancılarım da

titreyen gecenin bilmediğim saatlerinde çocukluğumu da düşlerdim
ara sıra belki de çocuktum o ara çünkü hala bilmiyordum
unutulmaları ve sancılarını sevgiliden uzak kalmanın
ya da bir mısranın çektiği anlam yüklenme zorunluluğunu
çocuktum belki de ya da kendimi kandırmakla meşguldüm
çocuk olmak için dayatırken düşüncelerime

bu arada deli olduğum dakikaların hesabı da var
bütün ömrümmüş
aslında değilim deli olduğumun farkına vardımsa eğer
işte böyle paradokslar da hayatımın bir parçası
kırk yıllık hatrı olan kahvelerde

bazenlerim olurdu başlangıcında kelimelerimin
ve onların uşağı olan beyaz sayfalarım
ödül(ler) im hiç olmadı şimdiye kadar çünkü henüz
tanışmamıştım seninle ve tutmamıştım henüz ellerini
gelişlerini de beklememiştim hiç
sahi mümkün mü karşılamam seni
ayak bastığın an kalbine evrenin

gün biterken benden habersiz
pişmanlıklarım da başlardı
geç kalınmış tanışmışlığa yelken açarken çaresiz
ah mektuplarım da bitmiş
çay kokusunda hicran sancısı

bir de gece yarılarını sen geçerken
kendimi arayışlarım seni dilenirde penceremin önündeki sokak lambasında

gerçekten git diyordun bazen ama gittikçe sen oluyordum
söyler misin nasıl gidilir tamamen sokulurken koynuna

şimdi saat yirmi iki kırk dokuz yani sensizliğin hikayesi
birazdan seninle edilen geceleri yazacağım ellerimle
ki ellerim de sensizlik mevsimlerimin boynu büküklüğü
ellerimde sabahtan kalan yorgun buruşuk notlar
ve fotoğraflarında demlenmiş sıcak bir çay

artık gidiyorum üzülme bakışlarımı da bırakıyorum
belki ulaşmaz yanaklarına
ama ben yine bırakıyorum özlem dolu busemi
ve izin verir misin bilmem yine de yastığımın altına gözlerini koyuyorum
sabah uyandığımda bakmaları için bana……..

Halil Küçükbiltekin
Kayıt Tarihi : 24.10.2008 20:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile
    uğradığım sayfanızda
    bu güzel çalışmanızla karşılaştım.
    tebrikler.

    Yaşayacaklarınız
    yaşadıklarınızdan

    daha renkli
    daha hareketli
    daha bereketli

    geçmesi temennsi ile

    doğum gününüzü tebrik ediyor
    sağlık mutluluk ve başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ediyorum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Halil Küçükbiltekin