Şöyle bir geriye baktığında, hayatımın bütün kesitlerinde mutlu olabileceğim yeri aradığımı gördüm…
Bazen biraz gülüp mutlu olabileceğim yer burası deyebildiğimde ise orada çok az tutunabildiğim yaşam karelerimi doldurmuştu…
Aradığım bir göz görümlüğü mutluluk ve ardından gırtlağımdan kısık bir sesle çıkan gülmelerimdi…
Yıllarım kısık ve çatlak bir sesle çıkan gülmelerimi aramakla geçmiş…
Bazen bulduğumu sanıp, gerile gerile sırtımı bir koltuğa dayayıp sevinç kasılmasındaydı bedenim…
Bazen da aradığım mutluluğu yani başımda olmasına rağmen bulamamışım…
Şimdilerde pişmanlıklarım gibi görünse de, asıl mutluluğun o anlar olduğunu sanmam ise bir hayal kırıklığı idi şimdilerde…
Mutluluk hayatımız boyunca, biraz içinde kalıp, biraz dışında kalmamızla yaşam kesitlerimizi bir arayış peşinde koşturan bir süreç olup çıkmıştır…
Kaçımız mutluluğu bulduk dediğimiz zamanlarda, o mutluluğun içinde ne kadar kalabildik…
Veya
acıların içinde boğuşurken, başımızdan yaban güvercinleri uçuracak kadar derin düşünceler zincirinde dolanırken, ansızın gelen bir mutluluk, küçücük gülüşlerimizi yüzümüze atacak bir mutlu gülümsemeyi, ne kadar zaman yüzümüzde perçinlenmiş gibi tutabildik…
Hep sormadık mı, gülüşlerimizi kim söke söke aldı elimizden.
Ne güzeldir değilmi bir çok acılı asılmış yüzlü insanların arasında gülümseyen insanlar görmemiz…
Ne güzeldir değil mi sevdiğimiz eski bir şarkıyı dinler gibi bir şeyler mırıldanmamız…
Neden hep hayat beni gülücüklerini kaybetmiş insanlar gurubuna soktu…
Ödediğim bir vebal miydi yoksa hak etmediğim bir yaşamın içinde mi kalmıştım…
Neden hep hak etmediğim acıların içinde dolandım…
Kaç kişi dolanmadı, neden çöl yalnızlığım diyen şair Baki, neden dedi ki, çok mu sevdi de yazdı?
Yok, yalnızlık dostların arasında yok edilir ama çöl yalnızlığının sebebi sevdaydı...
Yine döndük, her an göğsümüze, sırtımıza ok atan sevdaya…
Hak etmemiş miydik bir kalan ömür sürecinde sevgim canım dediğimiz sevdamızın gözlerine bakarak ömür, mutluluk ömrü geçiremiyoruz…
İlla geçmişe mi dönmemiz, bir anlık mutluluk sözlerimizi söylediğimiz anlara mı gidelim?
Ya sonra tufan gibi gelen acı yumruları boğazımızda kalmadı mı?
Neden bir kez olsun sevinç koşmaları ile hayatın top oyununu oynayamadık?
Biz sevgiyi severek acı çekmek için yaşamak istemedik…
Biz sevgiyi mutluluk davulları ile oyun oynamak için yaşamak istedik…
Sevgi gitme… Kal derken bile,
bazan kalmaları gidecek korkusuyla gitmiş kadar korku veriyordu içime…
sevginin kalışı gidilme korkularıyla acılar denizine açılan bir yıkık duvar kapısı gibiydi, kilidi üstünde kırılacakmış gibi duran…
Kalma sevgi, gitmiş gibi alıyorsun mutluluğumu elimden…
Ve…
Değerse değerliydi bizde sevgi…
Ve
sevgiye değersek değerliydik sevgide…
Neden biz buz tutmuş kartopu ile oyunları oynadık en sevdiğimizle…
Bütün saçaklarda buz sarkıtları sarkarken...
Biz seni sevdim hayat diyebilmemiz için…
Mutlu olduğumuz yerde yaşamak isterdik…
Nerde mutluyduk? İşte o bilinmezdi.
Belki gülen sevginin gözlerine bakarken, seni seviyorum Gülen Yüz dediğimiz an değil midir?
Sevdiğimiz için sen bir dünya, bense senin yanındayken küçücük bir noktayım derken…
Yıllardır aradığımız mutluluğu bulduğumuz anlar değil midir?
Hayatımız boyunca aradığımız mutlu olmak istediğimiz yer, yaşamak istediğimiz yer demek midir?
Belki de sevgimizin yanında kaldığımız yer, mutluluğumuzu bulduğumuz yerdir…
Belki de sevgimizin sesi kulağımıza geldiği an, en mutlu olduğumuz andır…
Belki hayat umut ettiğim gibi, mutluluğu bana yeni aşkla verecek…
Belki de mutluluğun son gemisi budur…
Seni seviyorum Gülen Yüz…
Seni severken hayatı seviyorum Gülen Yüz…
Sen geleceğimin mutluluğusun…
Seni seviyorum hayat, bana mutluluğu hediye ettiğin için…
İzmir
Mustafa Yılmaz 4Kayıt Tarihi : 30.5.2009 16:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevense, sevildiği yerde, yaşamak ister...

namık cem
TÜM YORUMLAR (1)