BİR GEZİ HİKAYESİ
Bir Mayıs sabahı Ankara Otogarı yine hareketli ve kıpır kıpır bir şekilde karşıladı beni, uzun bir otobüs yolculuğu sonrası, yine Ankara’ya gelmiştim. Devlet görevlisi olduğum için sık sık zaten bu şehre geliyordum ama bu gelişim daha farklıydı, çünkü özel olarak kendime ayıracak zamanım vardı en azından ve ben bu zamanı dostlarla geçirmeyi planlıyordum. Önce telefon trafiği oldu çünkü dostlar gündüz çalışıyorlardı, bende bu arada kendi işlerimi hallettim, akşam üzeri sevgili Hünkar DAĞLI abim ile buluştuk, bir müddet sohbet edip farklı dostlarla tanıştırdı beni, bu arada aradık Ümüt GÜNGÖR abimde geldi yanımıza, hepside çok güzel insanlardı, sıcakkanlıydılar, hiç yabancılık çekmedim aralarında. Daha sonra
Hünkar abi ile konuşmamız.
- “Hadi bir Cafe’ye gidelim oturalım Fahrettin ile Fatih’te gelirler” dedi.
- Pekala abi sen nasıl istersen, zaten bende Fatih kardeşimi özledim, birde Fahrettin ile tanışırız inşallah.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
gonul gelmek ısterdı, ama yasamın bızlere hangı sahnelerde rol verecegı hıc bellı olmuyor Galıp...Umarım babam da saglıgına kavusur ıyı dileklek ve dualarını esirgemeyen sana da gönulden bınlerce tesekkurler.herkesın saglıklı gunlerı huzurla ve esenlıkle kucaklamasını dılerken daha nıce gezılere ve bırlıktelıklere ımza atmak dılegıyle hepınızı kucaklıyorum...
ve son olarak ballandıra balladıra anlatmak ayıp yaa...:)
sevgıyle
Ne yazikki elimde olmayan nedenlerden dolayı katılamadığım bu gezidekleri çok seviyorum en çokta seni be oğlum sinecikli sevgiler :))
Gurbet meleği
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta