Ölümün hayatı, işte fani yaşam.
Bu basamaklarda dimdik kalmak tasam.
Ömrün sonu ölüm, sonsuz hayat başı.
Tek olan meydanda mizan mihenk taşı.
Sonsuza başlangıç, sondaki bir nefes.
Et kemik, boy bos, kaş ve göz ruha kafes.
Özgürlüğü nasıl tadar bilinmez kuş!
Nereye kadar bu uçuş? Nasıl konuş! ?
İyi mi kötü mü bu seferin sonu?
Ölüm kalım, biter musallada konu.
Orada kapalı gözler dış hayata.
Uzanmış gidiyor bak, sonsuz hayata!
Sonsuzadır doğmak... faniden bakiye.
Öyleyse canhıraş bu hengame niye?
Yeşerir meydanda ekenek hasadı.
Unutur orada dedeler ahfadı.
Bir gerçek var ki her an yüce mi yüce!
Örtemez gerçeği hiçbir aklen cüce.
Çırpındıkça batar fikirden kısalar.
Yine parlar güneş; balçık da atsalar!
Çukurun işi at çamur kalsın izi!
Geçmişte misali pek çok,dizi dizi!
Yollar eğri-büğrü ve de iniş-yokuş.
Artı eksi, bazı kere değiş tokuş.
Son nazar üflerken bu hayat mumuna.
Bakılmaz mezarın taşına kumuna!
Atışlar sayılı, denmez azmış çokmuş!
Kapanır sahneler, bir varmış bir yokmuş!
Kanatlarda yüklü kesif birer zıtlık.
Renkli balonlara bu hayat hamallık!
Umutlar, yitikler ve de pek çok kazanç.
Ötelerde engin gaye büyük kıvanç.
Bir güneş var ki her an büyük mü büyük!
Güneşler yanında hep sönük mü sönük!
Bir değer var ki her an büyük mü büyük!
Değerler yanında hep düşük mü düşük!
09 Ocak 2004 Cuma, Danimarka-Køge 19:40
6+6
Kayıt Tarihi : 1.3.2004 18:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!