Gençlerde madde bağımlılığının her geçen yıl ciddi boyutlara varan artışı zaman zaman yazılı, görsel medyada vurgulanıyor. Bunu hepimiz üzülerek okuyor ve görüyoruz…Bazı psikologlara göre, bunun en büyük nedeni aile ve toplum içinde çocuğun kendini tam ifade edememesinden kaynaklanan sıkıntılarını bu yolla gidermeye çalışması…Bir çoğuna göre de sevgi ve ilgi noksanlığı…Bu yoldan hareketle ben de konuya önce aile içinde çocuğun veya gencin nasıl bir konumda olduğunun önemini vurgulamak istiyorum…
Aile yapısının bir çocuğun veya gencin üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri olacağını hepimiz biliyoruz…Genellikle parçalanmış ailelerin çocuklarında görülen toplum içinde uyumsuzluk, güven eksikliği ve kendini ifade edememenin bir sonucu olarak madde bağımlısı olma eğilimi, anne babası ile birlikte yaşayan çocuklardan ve ya gençlerden daha fazla olduğu şüphesizdir….Yalnız bu demek değildir ki anne babası ile bir arada yaşayan çocuklar madde bağımlısı olmayacak…
Her şeyden önce hayatımızda sahip olduğumuz en değerli varlıklar olan çocuklarımıza karşı üzerimize düşen görevleri yerine getiriyor muyuz? . Onlara gereken ilgiyi ve sevgiyi gösteriyor, onları anlamaya çalışıyor muyuz? …Kısacası onları önemsiyor, yaşadıkları duygu karmaşalarına ortak olabiliyor muyuz.? Yoksa sadece ceplerine bol harçlık koyup, onlara güzel yemekler pişirip, güzel elbiseler alıp bütün bunların onlar için yeterli olacağını mı düşünüyoruz…Bize bir şey anlatmak istedikleri zaman, “dur bir dakika şimdi işim var sonra dinlerim seni mi” diyoruz…O bize kendisi için çok önemli bir olayı anlatırken başka işlerle meşgul olup onu dinler gibi mi görünüyoruz…O an yaptığımız iş ne olursa olsun, hiç biri çocuğumuzun anlatacağı herhangi bir olaydan daha önemli olamaz…Çocuklar ve gençler samimiyetsizliği ve yapay davranışları en kolay algılayan kişilerdir…Bunu hissettikleri, kendilerine gereken önemin verilmediğini anladıkları zaman, ciddi anlamda örselenirler…Kendilerini değersiz hissederler…Bu şekilde yetişen bir çocuk ve gencin kendini ifade edememesinin yarattığı boşluk, ileride onun sigara, içki ve uçucu madde bağımlısı olmasına çanak tutan nedenlerden biri olabilir…
Aile içinde gereken ilgi ve sevgiyi bularak yetişen çocuk ve gençlerde bu tür alışkanlıklara sapma eğiliminin daha az olduğu, yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır. Demek ki çocuk ve ya gencin hamurunun ilk yoğrulduğu yer “aile” dir…Ailenin önemini vurgularken, çocuğun içinde bulunduğu dış çevrenin de göz ardı edilmemesi gerekir…Ebeveynlerin en önemli görevlerinden biri de, çocuğun sahip olduğu arkadaş çevresini tanımak, kimlerle nasıl bir arkadaşlık sürdürdüğünü yakından görmektir…Kötü alışkanlıkları olan bir arkadaşın, çocuğun üzerindeki olumsuz etkisi göz ardı edilmeyecek kadar büyük çapta olacağı hepimizin malumudur…O halde çocuklarımızı ve içinde bulunduğu dış çevreyi anlamaya çalışarak onların içinde kopan fırtınaları bir az olsun dindirebilmek bizlerin elindedir…Gelin hep birlikte onlara yardım elimizi uzatalım…Nasıl mı? …. Çok basit…Onları anlamaya çalışarak…Onlara olan davranışlarımızda neyi yanlış yaptığımızı araştırarak…Kısacası onları yürekten severek ve önemseyerek…Sizce buna değmezler mi…Ne dersiniz?
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,