Dur gencim! Bilmediğin bu Çanakkale,
Dedelerinin destan yazdığı yerdir.
Boğuşarak demir yumruklu devlerle,
Sıra sıra zaferler dizdiği yerdir.
Haçlılar sürü halinde çullanırken,
Çelik donanmalar önden yollanırken,
Hep süper silahlarını kullanırken,
Yumruk vurup, dipçikle ezdiği yerdir.
Düşmanların hayallere kapıldığı,
Akıl almaz hilelere sapıldığı,
Çok alçakça hesapların yapıldığı,
Mehmed’in her denklemi bozduğu yerdir.
Türk’ün bu sefer işi bitmiştir, derken,
Deden Allah yolunda cihad ederken,
Vatanı uğruna ölüme giderken,
Kanlarını toprağa süzdüğü yerdir.
İşgalci abideleri yükselirken
Göklere; sanırsın ki işgalci deden,
Tabyalar harabe, mezarlar yok, esen
Yelden, kemiklerinin tozduğu yerdir.
Ey gencim! Sen dedenin ismini bile
Bilmezken, elinde resimleri ile,
Dünyanın ta öbür ucundan kafile
Kafile, gelenlerin gezdiği yerdir.
(İstanbul:28.02.2004)
Ekrem ŞamaKayıt Tarihi : 19.8.2006 14:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İsmail Hakkı Cengiz
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
TÜM YORUMLAR (2)