Karanlığı soruyordun!
Çocukluğumu, yeniyetmeliğimi bilebilecek misin?
Bir kader-kısmet kutun oldu mu hiç senin?
Plastik saatler, zıpzıp toplar içeren bir kutunun
sevincini taşıyabilir miydin bu gecenin içine?
Durmadan genişleyen sessizliğinin neresindesin?
Suskunu ne ile süsleyeceksin?
En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Devamını Oku
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
BİR GECE İÇİN EKSİK SORULAR
Karanlığı soruyordun!
Çocukluğumu, yeniyetmeliğimi bilebilecek misin?
Bir kader-kısmet kutun oldu mu hiç senin?
Plastik saatler, zıpzıp toplar içeren bir kutunun
sevincini taşıyabilir miydin bu gecenin içine?
Durmadan genişleyen sessizliğinin neresindesin?
Suskunu ne ile süsleyeceksin?
Şimdi soruların ötesindesin, evet! Ama bir gün,
bir yer seçmiş olacaksın kendine: ya sulara çok yakın,
ya yollar için dar! ..
Hem sonra senin de gecelerine durmayacak mı
birbirinden kovulmuş üç-beş adam?
Birbirinden kovulmuş üç - beş adam!
Adnan Azar
MAZİM ve MAZİN
Hakkımda bilmediklerinin merakındaydın. Hayatımın karanlık kalan taraflarını öğrenmek istiyordun. Çocukluğum ve ilk gençliğim hakkında sorular soruyordun. Anlatsam anlayabilecek misin, senin için önemsiz olan bazı nesnelerin benim için neler ifade ettiğini?
Hani kader kısmet kutuları vardır. Yollarda caddelerde, cami avlularında önümüze çıkıverirler. Neler neler vardır içlerinde… Bazen bir çekilişle bir şeyler çıkıverir ya insanın kaderine. Bazen de beyaz bir tavşana yaptırılır o çekiliş. İşte o kader kısmet kutularının içindeki nesneler gibidir çocukluğuma ait hatırladıklarım. Onlar kadar ulaşılmaz bir yerde… Onlar gibi gizli ama geçmişin derinliklerinde… Karanlık bir kutunun içinde… Hafızamın en ücra köşesinde…
Basit bir plastik kol saati, renkli cam bilyeler, toplar belki senin için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama benim el değmemiş, kirlenmemiş çocuk dünyamın mücevherleridir onlar. O küçücük o masum dünyamda halen zıplamakta olan, yani henüz patlamamış bir top ne demektir bir bilsen! Hele onun alındığı ilk günün sevincini aktarsam, hissedebilir misin acaba bu gece yaşananların karanlığında? Halin hengâmesi içinde?
Benimle bir olabilir misin? Benim duygularımı algılayabilir misin bire bir? Biteviye bir susuş içindeyim. An be an büyüyen bir susuş… Sen benim sükût alanıma bile giremedin daha. Sükûtumdan anlamayan, sohbetimden ne anlar? Büyümekte olan bir suskunluktan ibarettir hayatım ve sen ondan fersah fersah uzaktasın.
Ben de sana sorular soruyorum. Ne yazık hepsi de cevapsız kalıyor. Benim sükûtumu, mazimdeki güzellikler süslüyor. Ya senin sükûtunu neler süslüyor? Neler anlatacaksın bana geçmişin hakkında?
Şimdi susma hakkını kullanıyorsun ama bir gün öyle bir hal alacak ki hayatın, içsel hesaplaşmalarının yoğunluğunda boğulacaksın! İntiharın eşiğine geleceksin pişmanlığından! O yer, muhtemelen bir uçurum kenarı olacak. Aşağısı baş döndürücü bir deniz karanlığı… Öyle bir çıkmaza girmiş olacaksın ki hiçbir çıkış yolu bulamayacaksın. Çoktan kaçırmış olacaksın bütün fırsatları! Kurtulamayacaksın! Kurtulamayacaksın!
Gün gelecek, gecelerin içinden çıkılmaz hesaplaşmalar içinde kâbusa dönecek. Birbirini kabul etmeyen üç beş adamla uğraşıp duracaksın geceler boyu! O adamlar ki vaktiyle çok sevilmişlerdir. O adamlar ki gün gelip düşman kesilmişlerdir. O adamlar ki birbirlerini tanımış olsalar, bir kaşık suda boğacaklardır!..
“Sana bakardım dokunurdum
uzardı ellerim dokundukça
uzardı geceler ve utanç
yüzünde arardım gökyüzünü.”
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0098
Karanlığı soruyordun!
Çocukluğumu, yeniyetmeliğimi bilebilecek misin?
Bir kader-kısmet kutun oldu mu hiç senin?
Plastik saatler, zıpzıp toplar içeren bir kutunun
sevincini taşıyabilir miydin bu gecenin içine?
Durmadan genişleyen sessizliğinin neresindesin?
Suskunu ne ile süsleyeceksin?
Şimdi soruların ötesindesin, evet! Ama bir gün,
bir yer seçmiş olacaksın kendine: ya sulara çok yakın,
ya yollar için dar!..
Hem sonra senin de gecelerine durmayacak mı
birbirinden kovulmuş üç-beş adam?
Birbirinden kovulmuş üç - beş adam!
bir şairin şiir karakterini tek bir şiirden anlamak zordur, ama şiir başlıklarına bakıp az çok tahmin edebiliyorum edebiyat içindeki yerini, adnan bey bana göre son yılların en özgün imgeci şairlerinden biri, okumaktan zevk aldığım ve dönüp dönüp tekrar okuduğum...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta