Abilerim,
Dergâha ben, derdi verip alana şikâyete geldim sizi!
Hep siz olmayın hem savcı hem hâkim.
Kıyamet belki uzak,
Ama kabre icabet yakın.
Ben o gün hem davacı, hem şahit olmaya geldim.
Verebilir misiniz duyacaklarınızın hesabını,
Hesap gününde, biraz düşünün,
Anlatmaya geldim:
Hani, buz kesmişti nefesim,
Sığınmıştım bir kahvehaneye,
Vahşi ve iri bir doberman gibi hırlamıştınız bana,
Ben zaten hep korkak bir finoydum;
Kuyruğumu kıvırıp sıvışmıştım oradan…
Vicdansızlar vazgeçer mi hiç kibrinden, gururundan;
Hele de zayıf ve masum birini bulmuşken,
Kan gelmişti o gün ağzımdan, burnumdan, kan…
Yalvardım,vazgeçip onurumdan,
Allah’a değil, zalime yalvardım,
Bak, hala dişlerinin izi var boynumda...
Öğrendim,
Yüreğinizin sıcaklığı ile asla ısınamayacağımı.
Ve biriniz bakıp bana öfkelenir,
Diğeriniz gülerken bıyık altından;
Ve işte o gün öğrendim merhametsiz bir dünyada
Yanaklarımı ıslatarak,
Kendi yüreğimi ısıtabileceğimi gözyaşlarımla ancak…
Çok yer gezdim,
Analar, babalar, amcalar teyzeler, gördüm,
Kılığı kıyafeti insan çok yüz gördüm,
Döndüğünde hani yüreğim yangın yerine,
Acınacak halinize gülmüştünüz siz katıla katıla;
Anlayacağınız sağa sola atıla atıla,
Ne sıcaktan korkar oldum ne soğuktan …
Ama sizden korktum,
Çok korktum
Ey kardan, buzdan daha soğuk insanlar! .
Korktum çok daha sizden,
Üşüdüğümü olsun duyuyorum çünkü ben.
Kayıt Tarihi : 17.2.2019 01:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Bir Garip Dilenci Şiiri(1,2,3,4)é aslında tek şiirdir ancak uzun şiir okuma alışkanlığı çoğumuzda oluşmadığı için bu şiiri bölümler halinde yayınladım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!