Bir Forsanın İtirafları Şiiri - Erol Çatal

Erol Çatal
35

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir Forsanın İtirafları

Ağır gelen kefe düştü öne
Ruhu esrik ruyaları kanatlandıran bir kartalın
Düştü zarif boynundan elmas
Tılsım bozuldu
Aralandı esrar perdeleri gökyüzünün
Sihirli bir makas
Boyuttan yoksun, sezgiden uzak
Turkuaz bir parça kesti o puslu şehirden
Ben yapıştırdım kalbimin üstüne
Çiyi, çitleri kaldıran o aşk rengini
Kuytusunda tınlayan hazzın doruklarından
Açıldım bir yabancı gibi
Gizeme ve onun ece olduğu herşeye
Yılgın vuran saatlerine
Ateşinden sıçrayan her kıvılcama
Işığından taşan şaraba
Elimde kılıç
Boyun eğdim
Diz çöktüm önünde
Taşlaşmış gövdemle gözlerinin
İşte, böyle başladı benim maceram
Ruhumu yakan
Hülyalı bir nisan yağmuru altında
Yağmur sonrası talan
Üfürülmüş balçıktaki hazineleri
Talan düşlerin saçaklarına sığındığım vakitleri
Kendi kaynağında epriyen tandan doğdum ben
Gecenin burgaçlarını seyrettiğim bir aynadan
Paramparça düştüm toprağa
Siperlerin keder çiçekleri açan kıyısında
Uğursuz ritmini verince kollara davul
Artık kelam, bileği saran zincirin kızgın tenine
Kırbacın vereceği hükme gebe
Bu muamma safhasında
Belki bir çare olur
Bir yol açar önümde diye
İstedim eşyadan içindeki cevheri
Elemin zehirli ışığı
Kör etti gözlerimi
Kanatlarımı yaktı
Fırtınayla gelen yangından bana kutsal bir iz bıraktı
Miadım dolmadan, kandilim sönmeden önce
Kuyuya doğru kaydı ibre
Küreğe doğru çevrildi sayfa
Kınında paslanmış bir kılıçla
Bir sabah hayat
Bir forsanın resmini çizdi benim yüzüme
Bu oldu artık oyundaki rolum
Düştü zarlar
Başladı sahnede en çetrefil bölüm
Binlerce hamle yaptı hayat
Binlerce maske takıp çehresine
Durdurmak için damarlarımda rahvan akan bu kanı
Sürgüledi gözlerime işaret kapılarını Münadinin
Süngüledi sözlerimi lanetlenmiş bir bakışla
Hey kürekçi sür adını
Şiirin yıkıntılarına doğru
Dökülsün diri soluğunla güzle savrulmayan yaprakları
Gürzünü indir sahte sütünlarına
Arı kumdan çekilsin kılıç artıkları
Dilinden gelecek olan mucize de bu
Hey kürekçi
Bu mayhoş bu uğultulu semanın yorgun kartalı
Sen de matador gibi
Ördün boş, bir arenada düğümleri çözen hakikatı
İhanet armağan sana ahit emanet
Çölleşti durakların bundan gül kalmadı şimdi teninde
Gelecekte geliyor dudaklarımın ucunda
Tarih unuttuğu seyrine dönüyor
Ebrehenin fillerini kırıyor ebabil kuşları
Babilin kalelerini yıkıyor
Atlarını çatlatıyor hamroğullarının
Tuğlalarını söküyor günahkar adımların
Toprak toğum için göğe yükseliyor
Kelam gerçek sahibini arıyor
Bütün gövdeleri delip geçiyor bir mızrak
Vaadi bütün gövdelere görkemli bir hayat hakkı tanımak
Deniz; burası işte yüzüğünü attığın kuyu
Nefesini tüketip nefs olarak kaldığın kıyı
Sesinde akis bulunmayan varlığın dalgalı arenası
Korku yok burda ruhtaki okların kulesini dikecek
Köpük yok kalbinden muhteşem bir venüs doğuracak
Fener yanarsan eğer kendi külünde saklı
Geçitler dar burda, ölüme yollar kısa
Bu gölgesiz labirentte kendinden başka Minator arama
Binlerce hamle yaptı hayat
Binlerce ilmek takıp boğazıma
Devirdi en sonunda parmağıyla şahı
Bitirdi sürek avını
Bıraktı çukurlaşıp kendini de yutan boşluğu
Gözlerin gözlerden eksik tarttığı kaldı geride
Yükün yüzden artanı kaldı
Aşk mat
Fata Morgana
Ufku dar pencerelerden
Acının parmaklıkları arkasında
Külleriyle tartan mahkumların kaderidir bu
Denizin bitkin kürek vuran yüreklere
Haince bir oyunu
Fata Morgana
Büyü kalkmamış hala tozlu harflerden
Nim sun peymaneye saki
Bu mey bize ağı
Tuzaklar kurulu örtülerin altında
Galip sensin bu alemde mağlup biz
Sanrı som sancı kesif
Gün geçtikçe çekilirken göğsümüzden şemsimiz
Hey kürekçi adnını bozma
Ateşi ateşle söndür
Hoş bir seda çınlasın sende cam-ı cemde
Çığlığından ürperen bir çığ gibi taşmadan
Daima suçsuzluğunu dindirecek bir pınar ara
Kumlarını su sandığın aldatıcı her vahada
Adın yazılı çünkü silinmez bir ağıda
Şem söndü şemdan kayıp
Duayı dudaktan ayıran son kasırgada
Sirenlerin şarkıları geliyor dalgaların ardından
Felaket yakın yıldızlı gecede
Hem kulaktan çekildi balmumu hemde kanattan
Kadırga battı kristal kadehte
Sahil çok uzak
Derman yok kollarımda
Çağrı çığır açsa da geç çırpınan çarkta
Fata Morgana
Mucize hangi balığın karnında
Sadık kürekçiniz
Alphonso de Lagardia

Erol Çatal
Kayıt Tarihi : 23.12.2004 13:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu

    Mucize yunusun karnındadır, fakat bu şiir sadece yunusla sınırlı değil.Gereken anlam şiiri açıklıyamamıştır. Ve bu şiir, gizemini saklamaktadır. Varsa eğer gizem?...

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Sayın Mehmet yücedağ!
    Kaideleri unutmayın!sadece günün şiirine yorum yazacaksınız!başkalarının yorumlarına yorum yapmanız kurallara terstir.siz lütfen kendi işinize bakın. Ayrıca kendime bir edebiyat hocası seçecek olursam sizinle görüşebilirim(!) benimle bu kadar ilgilendiğinize göre bu fakire karşı özel muhabbetiniz var demektir(!)
    Ayrıca bu sayfaya uğramadan biraz gramer biraz lügat,sözlük falan karıştırsanız diyorum.kültürlü insanların yanda çok fakir kalıyorsunuzda!

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu

    Sayın Aysun Demirtaş,

    Sen bilmez misin ki, Yüce rab, kainatı insanlar için yarattı, kainat insanlara secde eyledi. Sözümü olur, dağların, ırmakların, güneşin adem oğlunun yanında. Elbetteki kainat insanlar için yaratıldı ve kainatın en yüce varlığı, insan oğludur.

    Beş dakika da yazdığım bu şiir bu siteye armağanım olsun.

    Tüm üyelere ve site yöneticilerine sevgi ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu

    Sayın Seçici Kurul,
    Aşağıda yazdığım şiirim için, hanki birinizin yorum yapma gücü varsa hodri meydan. Ben bu şiiri sırf Günün Şiir'ne nazire olsun diye beş dakikada yazdım. Yorumlarınıza bırakıyorum.

    hayırlı akşamlar.

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu

    yürüdüm dağlara bir hışımla,
    dağlar heybetimden korktu
    önümde eğildi, mahçup bir şekilde

    ırmaklar akıntısını kesti
    mahcubiyetinden
    gök ağladı aciziyetinden
    benden özür diledi

    ağaçlar boynunu büktü
    selam durdu geceye

    ay kuyuya ışığını yansıttı
    selam verdi Yusufa

    bulutlar, güneşi kapattı,

    güneş özür diledi insanlardan.

    Hasan BULDU

    Not: beş dakikada yazdığım bir şiir. Şiir sayılırsa.
    lütfen arkadaşlar bu şiirime de yorum yaparsanız memnun olurum(!)

    teşekkürler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (28)

Erol Çatal