Aklıma düşünce küçük kahverengi tepelerin
unutuyorum sana büyüttüğüm kırgınlıkları
sonra,çok sonra,
durup kızıyorum kendime.
Ve hayret ediyorum birdenbire nasıl
bir hayalete dönüştüğüme/dönüştürdüğüne.
Parlak, pürüzsüz bir yamaçta
gerinip, güneşe sererdim hüzünlerimi.
Derin mahzenlerden mezelik acılar,
kodeslerden dışlanmış pişmanlıklar...
Ve biraz, birkaç ünite yalan.
Sonra, çok sonra
durup öldürüyorum kendimi.
Bir şair, yaralarının lokman hekimi olmuş biri
dedi, aşk ölmez,
dedim, öldürür.
Şimdi sersemlemiş bir limanda
birbirine küskün iki küçük gemi,
iki acı yüklü gemi.
İkisinin rotası aynı.
Küçük kahverengi tepelerden
bir çift kömür karası göze
bir çift yangın sonrası
gül bahçesine...
Kayıt Tarihi : 8.4.2010 19:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Işık Ron](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/04/08/bir-firtina-ortasinda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!