Yaşanmış bir olay ve bir dörtlük:
Bin dokuz yüz kırklı yıllarda Erzurum ‘un Olur İlçesinin bir köyünden bir vatandaşı jandarma karakoluna çağırırlar. Adam karakola gelir. Karakol komutanı olan baş çavuş adama bazı şeyler sorar ve gidebilirsin der.Adam karakoldan çıkar bir iki kilo metre gittikten sonra geri döner.
Baş çavuş sorar.
-Neden geldin?
Adam tam o bölgenin şivesiyle.
-Başefendi Bani ki Dogmiyacahtın da naya çığırdın?
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan