Bir Eylül Gününde
Güneşi arar
Kasabanın kaldırım çiçekleri
Satıcısı kulübeden gözetliyor çiçeklerini,
Gelenler… gidenler…
Sokakta gelen ayak seslerini bastırır, kokusu güllerin
O gün bakıp geçiyorlardı sadece
Bir Pazar günü,
Ansızın ihanetler türedi kentin sokaklarında..
Bir alaca karanlığında gecenin,
Apoletli postalların ezdiği çiçeklerin çığlıklarıyla şafak karşılanmıştı,
Gökyüzünde ki mavi perdenin yitik bir günüydü,
Yine sokaklar yalnız
Çiçekler küskün, koklayanı yoktu,
Eylül’e kırgın karanfil
Genç kızlar çoşkulu, sevgililerine sarılmış bedenleri
Dışarda umarsız, beyhude bir yaşam sürüp gidiyor
Hava güçsüz kalıyor,
Yürekler yangın yerine döndüğündeYağmur yağmış, fırtına borana dönmüş
Oysa, kar etmez hiç birşey,
Dokundukça alevin yükseldiğine,
Tanıksın…tanığız…
Meşe ağacını kütür kütür yanması bu,
Bütünleşen yüreklerde…
ve
Dokundukça çatır çatır sesin yankısı,
yükselir
Sol memenin altında
Bir Eylül gününde..
Dallarında sararmış yapraklar birer birer kopuyor
Park yeri renga renk
Şimdi yeşile misafir var
Baharda gölgesine sığındığı ağaçlardan,
Doğa değişiyor, mevsimler yuvarlandıkça
Ilık ılık esen yel, Ağustos sıcağını kovmaya hazırlanıyor
1 Eylül günündeBugün tam 20 kez dünya güneşi etrafladı, 20. Eylül
Ve her dönüşümünde isyankarım Eylül’e
Daha öncelini düşünüyorum,
Çok severdim
Baharı şenliklerle uğurlardık
Her Eylül’de,
Milyonlarcaydık, sınıflı olmanın coşkusunu yaşardık,
Bahçelerde sararmış yapraklara
Bastıkça çıkan sese yaprak melodisi derdik,
Patika yollarda okula ulaşmak için…
Herkes barışırdı Eylül’de!
Ama artık eylül’ü yaşamak istemiyorum
Bitsin eylül’ler,
ismi karabasana çıktı eylül’ün
Şili’de Allende, Afrika’da Biko,
Almanya’da Yahudi, Hiroşima’da Yugo,
Anadolu da emekçiler sevmez oldu Eylül’ü..
Ey eylül’ün çocukları!
Yakınlarını ve babalarını yitirenler,
Dünyamızınn köhneleşmesine karşı duranlar,
Zulmün saltanatına çivi çakanlar…
Ezilenler… kardeşler..
Hürriyet ve adalet isteyenler..
Yani… sizler…bizler…
Hep birlikte Barış isteyenler…
Yekvücut olalım haramilere karşı
En sevdiğimiz renklerle süsleyelim heryeri,
Ve birdaha bombalanmasın yeryüzü,
Kurşunlanmasın analarımız,
Barış şarkıları çalınsın megefonlarda…
Adı Hürriyet olsun, barış olsun Eylül’ün!
Halaya dursun Mezopotamyanın üç asi renkli kadınları
Tulumlular, baretliler açsınlar sarı-kırmızı pankartlarını
En iyi konuştukları dilden haykırsınlar sloganlarını…
Şarkılarını…Tililerini…
Ve köyleri köy,
kentleri kent,
tarlaları tarla,
fabrikaları fabrika,
sokakları sokak yapanlar buluşsunlar bugün
Özgürlük ve yarınlar için..
Barış ismini koyalım
Dokuzuncu ayında bu yılın,
Bu ilk gününde…
1 Eylül gününde.
Kadim Laçin
1 Eylül 2000- Londra
Kadim LaçinKayıt Tarihi : 27.10.2009 16:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)