Yine evlerdeyiz.Bir ayı geçtin süredir ne olacağımızı bilmez bir halde evlerdeyiz.Bütün ümidimiz bu talihsiz ve korkunç virüsün bizi teğet geçmesi.Bu nasıl olacak?
Şu anda umudumuz evde kalıp kimseyle temas etmezsek ve ellerimizi yıkar,maskemizi takarsak,izole edersek kendimizi tünelin ucunu görürüz diye umuyoruz.
Ya hayat,ya psikolojimiz ne oluyor?Hangi dramları yaşıyoruz.Buna da katlanmak zorundayız,neden mi?Sonunda bu hastalık yanılgısına mazhar olmayız diye umuyoruz.
Aslında evde durmak,dinlenmek gibi geliyor ilk başlarda,daha sonraları amaçsız birer penguen gibi sağa sola yalpalamaya başlıyoruz.Kitap mı okunmalı,okuduk.Fılim mi seyredilmeli,seyrettik.Sohbet mi edilmeli,ettik.
Ama velakin bu zaman denilen süreçte evde kalmak çokta mantıklı bir serüven değilmiş.Yıllardir çalışıyorum.Hep derdim ki:Ya bir gün olsun ayaklarımı uzatıp ta evimde dinlenemedim.Dogrudur ama bundan sonra bunu aklımdan bile geçirmeyeceğim.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman