Bir Eski Urfa Çelebisiyle Hasbıhal

M.Hulusi Öcala
I
beyaz ipek entarinle otururken eyvanda
dalıp dalıp gidiyorsun son demlerde hep
nargilenden derin nefesler alıp
diyorsun ki Urfa değişti
diyorsun ki bu toprak
o eski toprak değil
yıldızları da Urfanın
eskisi gibi parlak değil

değil ağam değil
ne Elazığ eski Harput
ne Erzurum kadim kala
değişti dediğin sadece
Urfa değil Antep değil
İstanbul da artık
o İstanbul değil
ne Kemalin Emirganı
ne Haşimin akşamları
hepsi muhal olmuştur

II
sen ne hasretler gördün usta
sen ne gurbetler
seneler önce hatırlasana
hani saçları topuğuna sarmaşan
bakışı med cezir
gamzesi girdap
o masal kızı
rivayet öyleydi ki İstanbul
ya da o perinin
ram olan sevdasına
iflah olmaz bir daha
çıkmazdı sabaha

o müstesna dilber
ve o İstanbul
firak sayılırdı kavuşmak
aşk böyleydi o demler
sonra o cüce cüce ademler
bir bir çıktılar
aşk simyasın kimyaya
fiziğe tahvil ettiler

değil mirim değil
ne divanlar dolusu dilara
ne Sadabad ne Pera
meydanlar dolusu nadan
bulvarlar boyu nobran

III
Anzelhada bir hüzzam
bestenin hüznü
sararken seni
süzülürken kuşlar kurşuni gökte
haddeden geçmiş hüzünler süzüyor
Rehavi sularda ruhun
diyorsun ki Mecmalbahrde
otururduk bir akşam vakti
anlatıyor anlatıyor ve dalıyorsun
diyorsun ki döner durur burda hala
bir dolap-lakin
eski suları nerde
sırlı sevdalarla hala
inler mi bu yerde
o sular ki kaç aşık
susuzluğun gidermiş
ilaç olmuş kaç derde
kaç Züleyha içmiş o sudan
kaç Yusuf güzelliği sinmim
kaç İbrahim o sularda azadedir pusudan
kaç sevdalı kalp ağrısın dindirmiş bu yerde

ıv
bir vakte geldik ki azizim
ne mihr ne vefa
hepsi lügatlerde hurafe
bir seyyahız bu şehirde
kendi kentimize yabancı
ne yusuftutan huhusu
ne Anzelha büyüsü bu gönle ilaç olur
öyle bir kente geldik ki
sim ü zer mirim
her kelleye taç olur

geçti ülfet çağı ünsiyet çağı
meta diye madde diye bu çağ
saplar metal bıçağı

bir rüzgar esti
aşinasız kaldık metropollerde
akransız hemdemsiz kaldık
gri betonlar arasında
metrolarda bunaldık
çelebiler tebdil gezer bu yerde

Anzelhada otururken bir hazan vakti
kurşuni gökte süzülürken muhacir kuşlar
ince hüzzam hüzünler süzüyorsun Rehavi sularda...