annmf
BİR BABA NE KADAR ANNE OLABİLİRKİ:
Annem yürüyorum işte amaçsızca ve kendimden bihaber bu kentin bitmek bilmeyen ıssız karanlık sokaklarında.yürürken buz kesen soğukta üşüdüğümü bile farketmiyorum çünkü varlığını bilmek en dondurucu soğukta ısıtıyordu beni.bak kışın en deli en sisli ve en soğuğunda bile adım adım dolaşıyorum aklımdaki senle beraber.ve hiç üşümüyorum biliyormusun anne.aslında kışın bitmesini hiç istemiyorum,biliyorumki nisan yağmurları gelince götürecek babam seni terkedilmiş ıssız ama eşsiz güzel memleketimize.ben köyümüzü bile seninle seviyorum seninle heryer bir başka güzel.ama beni üzen ve yıpratan da benim bunları bilmidiğimin farkında bile olmaman.seni suçlamıyorum ne olur yanlış anlama beni ben seni ne kadar çok sevdiğimi belli edemiyorum suç benim.varlığınla doyumsuz günlerimi yaşıyorken yavrulaarım geliyor aklıma.benim bir annem var amaaaaa ama çocuklarım annesiz çocuklarım yarım ve buruk belli etmemeye çalışsalarda ben farkındayım.annesizliğin ne kadar korkunç olduğunu bilirmisiniz.hasret geçen gecelerin hesabını soracakları kimsede yok üstelik.yokluğuna alışmaktan korkardılar ne kötü biliyormusunuz.annenin yokluğunu yürüyorlar okul yolunu adımlarken sokaklarda.birde hiç gelmeme ihtimali korkularına korku katıyor ve umutsuzluğu kitap yapmış sayfa sayfa okuyor mutsuzluğu defter edip annesizliği kalem yaparak gözyaşlarını mürekkep diye akıtarak yazarlar sayfa sayfa defter defter.ve Hiçbir şey yapmadan annesizliğin soğuk nefesini hissederek anlamlı olan bir şeyin olmadığının farkına vararak belkide bir an önce ölmektir akıllarından geçen annesizlik işkencesi bitsin diye.işte bunu bilme hisside bir babayı öldürmekten beter eder. Peki ya anneler günü:ah işte o gün benim ölmek isteyip ölemediğim en ızdıraplı gündür.çocuklarım ne kadar belli etmeselerde gözlerinden okuyorum bir görsem ah bir dokunsam bir gelse hislerini.bütün annesi olanlar için anneler gününde sevginin çiçek çiçek açtığı umutların yangın misali alev alev sardığı kolların kucak kucak anne sevgisi saçtığı günde çocuklarımın anneyi annesiz yaşayamayacağının mümkün olmayacağını anlamasını bir düşünün ve bir baba ne kadar anne olabilir.
işte ben o yüreği geniş insanlara sesleniyorum şimdi kutlayın o anneler gününüzü.ben kutlayamıyorum.anneler günü diye saydığınız o günde ben çocuklarımı alıp kırlara çıkıyorum insanlardan uzak.o günü o yokluğu hissettirmemek için kırk takla atıyor olsamda insan oğlu koymuş adını işte ogünün adını biliyorlar artık ve kaçıramıyorum gönüllerinden anneyi çıkaramıyorum işte.içinde yüreğinde taşıyorlar ne yapabilirimki.tek değiştiremediğim ve dokunamadığım yürekleridir müdahale bile edemiyor insan.ve bir baba ne kadar anne olabilir acaba...
Ve bir çocuğun annesiz geçen gecelere nefretini ve sessiz çığlığını anneyi yıldızlara benzetip yıldızlarda aramalarını siz düşünün.yanlarındayım diyorum her an ama gece el ayak çekilmişken hiçbir ses yokken işte anne ve gece buluşuyor çocuğun hayallarinde.zaman geçer elbet herşey unutulur bir örtüyle kaplanır ama anne unutulması imkansız bir varlıktır.Küçücük bedenlerinde kocaman bir anne sevgisinin farkında olarak bencil insanların bile bile anneler gününü kutlaması ne kadar doğru. Birçok sevgiye evsahipliği yapmış yüreklerimiz ve evimizde bir tek anne sevgisinin olmayışını düşünün eyyyyyyyyyy faşistler ve en delice kutlayın şimdi.soruyom işte bir baba ne kadar anne olabilir ki,
Şimdi kıştayız ve bahara giriyoruzya yakında bütün çocuklar dört mevsimi yaşarken,eksizksiz ailelerde çiçek çiçek bahar açarken benim çocuklarım üzerine çiğ taneleri düşmüş gül gibi kışı yaşamaya devam edecekler.nisan yağmurlarından sonra çıkan gök kuşağını bir anneye benzetmelerine ve onda aramalarına onunla anmalarına ne dersiniz.kaçırmaya çalışıyorum çocukları insanlardan anne kelimesini duymasınlar diye,çöllere gidiyoruz güneş anne ne güzel ısıtıyor kum tanelerini ama üşüyoruz yinede baba demelerinden,kışın karın en dolu dolu olduğu yere götürüyorum,ne güzel bir kar,anne gibi sarmış heryeri örtmüş güzelce ama biz çıplağız baba deyişlerini,okyanuslara denizlere götürüyorum kaptanın deniz ana sana geldim deyişini duyarlar,bu sefer ne güzel heryer masmavi bütün canlılara hayat veriyor deniz ana,ama biz nefessiz kalıyoruz baba.annemiz olsaydı bu kocaman uçsuz bucaksız mavi okyanuslara sarı çöllere ve beyaz dağlara zındansı gecelere insan dediğimiz varlıkların doldurduğu kentlere ülkelere ve kıtalara kafa tutabilirdik demeleri.hayranız sana duruşuna gülmene kızmana yorulmamana şaşkınlığına saflığına çocukluğuna sesine ve verdiğin o doyumsuz sevgine,ama anlatacak kelime bulamadığın zaman çaresizliğine üzülüyoruz demeleri ,işte bir babanın çaresiz kalışı ve erim erimmmmmmm erimesi.şimdi bir daha soruyorum bir baba ne kadar anne olabilirki,ve aslında şanslıyız diyorum kendi kendime hiç değilse bir babaları var,ya hem annesiz hemde babasız çocuklar onları düşünmeye dayanamıyorum kopuyorum o an.biz sadece anneler günü diye adlandırdığınız ızdırap gününde yılda bir kez,ya annesiz ve babasız çocuklar birde babalar günü koymuşsunuz,siz kutlayın anneler gününü kutlayın babalar gününü kutlayın kaygısızca,saygısızca,bencilce ve düşüncesizce kutlayın be kutlayın.Anneler günü babalar günü sevgililer günü günüüüü günü...para kazanmak uğruna bireylerin durumu gözetilmeksizin düşüncesizce ve bencilce hazırlanmış hem bir tuzak hemde gereksiz olduğu kadar mantıksız bir şeydir.
Güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarının dibine,çocuklarım her gece karanlığa dikip gözlerimi annenin aydınlığını bekliyorlar.sevdaya bulanmış her kaldırım taşında annenin adını annenin kokusunu ararken raslıyorum defalarca ve yeniden yenideeeeeen ölüyorum işte.evin odalarının duvarları birer birer üzerlerine yıkılısını izlerken çaresizlikten sessiz çığlıklarla ağlayışlarımla boğuşuyorum işte.anne acısını taaa yüreklerinde hissederken onları enkazın altından çekip alacak anne elini arıyorlar.bu yaşta özlem şarkılarını ezberleyip avazları çıkıncaya kadar sessiz çığlıklarla söylüyorlarken buluyorum onları,kimini bağıra bağıra kimini fısıltıyla söylerken.karanlığa haykırıyorlar hasretlerini.Seslerini duyacak diye beklerken yine annesizliği yutkunuyorlar işte.ve anneden gelecek bir tek haberi bekliyorlar biliyorum.Çalan her telefona titrek bakışlarla yürekleriniin deli bir çağlayana dönen atışlarıyla açmamı bekliyorlar olurya belki hatırlar annemiz arar diye.anneyi aramaktan yorgun düşmüş bedenlerini karanlığın kucağına uzatıyorlar her gece.ve bir an önce sabah olsun diye uykunun onları çekip almasını istiyorlar amaaa olmuyor işte görüyorum ve eriyorum.kış bitiyorya ve bu uzun kıştan sonra gelmez dedikleri göçmen kuşların dönüşünü görüyorlarya sonunu bekliyorlar ama yine gelmiyor anne gelmiyor işte.artık gözlerinden bir tek damla yaş akmıyor bile.gözyaşları anneye aitti ve ona kalmalıydı. Kimselere söyleyemiyorlar acılarını. Bekleyişlerinin öyküsünü kimselere anlatamıyorlar. Nice fırtınalar kopuyor körpecik yüreklerinde.Dalgalar dövüyor hayallerini. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz sıcacık kucak arıyorlar içlerini dökecek bir anne arıyorlar.Her gece umutları paramparça oluyor. Her gece yaşlar birer birer dökülüyor akıyor içlerine.Yıldızları rüyalarına takıp gelmesini bekliyorlar ve bir güneş gibi doğup aydınlatmasını bekliyorlar artık bu kapkara dünyalarını.YANLIŞ ANLAMAYIN LÜTFEN BEN ÇOCUKLARIMIN ANNELERİNE OLAN ÖZLEMİ DEĞİL BENİM ANLATMAK İSTEDİĞİM,ÇOCUKLARIMIN ANNE SICAKLIĞINA VE ANNE SEVGİSİNE OLAN ÖZLEMLERİDİR SADECE.Ayrıca anneler günü ve babalar gününü kutlayanlara bir kaç mesaj...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta