Güzel yurdumun Bitlis ilinin Tatvan ilçesindeyim. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Şube Müdürü olarak görev yapıyorum. Buraya geleli beş ay kadar oldu. Henüz yöreye ve insanına pek alışamadım. Açıkçası Tatvan’ı beklediğim gibi bulamadım. Kim bilir, belki ilerde zamanla severim. Asla önyargılı değilim. Şimdilik bunun nedenlerini irdelemek istemiyorum. Her şey zamanla değişime uğrar. Yaşamın dinamiğidir değişim. Buna içtenlikle inanıyorum.
Ekim ayının son günleriydi. Cumhuriyet Bayramı yaklaşmıştı. Bir sabah saat 6.00 da kalktım. Elimi, yüzümü yıkayıp tıraş oldum. Takım elbisemi giydim. Çantamı alarak öğretmenevinin oyun salonuna indim. Çay ve simitle kahvaltımı yaptım. Üşümüştüm. Bir çay daha içip ısınmaya çalıştım. Öğretmenevinin penceresinden bir süre Van Gölü’nü seyrettim. Göl, hafif dalgalı, ışıl ışıl ve sakindi. Gölde yaban ördekleri yüzüyor, martılar uçuyordu. Nasılsa dalıp gitmişim. Aradan ne kadar zaman geçti, bilemiyorum. Feribotun uzaktan çalan düdüğü ile kendime geldim. Radyoda yanık bir uzun hava çalıyordu. Ses sanatçısı türküyü çok güzel söylüyordu. Bir sigara yakıp türküyü dinlemeye başladım. Ne zaman bir türkü duysam, hemen dinlemeye başlarım. Nedense türkülere vurgunumdur.
Çok geçmeden öğretmenevi hareketlendi. Resepsiyonda adını bilmediğim bir görevli oturuyordu. Bir başka görevlide lobide temizlik yapıyordu. Kimi öğretmenler okula yetişme telaşı içinde acele ediyorlardı. Bazılarıyla selamlaştık, birbirimize iyi mesailer diledik. Bu sırada birkaç öğretmen çay ve açmayla kahvaltısını yaptı. Az sonra onlarda öğretmenevinden ayrıldılar. Öğretmenevi giderek tenhalaştı, artık yapayalnızdım.
Kafam köyde görev yapan öğretmenlere takıldı. Kim bilir, ne zorluklarla boğuşuyorlardı. Hangi acıların içindeydiler? Köylülere ve çocuklara bir şeyler öğretip mutlu olabiliyorlar mıydı? Köy öğretmenliği deneyimim olduğundan onlara yönelik neler yapılabileceğini sorguladım. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak tutumumuzu olumlu ve yeterli bulmadım. Burada mesleki etik ilkelerinin yerleşmediğini, kurum kültürünün oluşmadığını ve insan kaynaklarının önemsenmediğini tespit ederek işe nereden başlamak gerektiğini düşündüm. Kendimce bir takım sonuçlar da çıkardım. İlerde bunları ayrıntılı bir şekilde yazıp meslektaşlarımla paylaşmayı çok isterim. Ne diyelim, kısmetse olur! Şimdilik bazı şeyleri zamana bırakıyorum. Günü geldiğinde gereğini yaparım.
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta