Hayat suyum, renklenesi bir ebrûli gibi
Kazanında durgun ve solgun..
Boya beni dercesine hal diliyle solumuş.
Canlılık istercesine durulmuş.
Kazanımın başında okyanuslara giderken,
Duygularımın renkleri gönül fırçama misafir olur.
Ve belki de asil bir ziyarettir, hasta yatağındaki kalbime.
Renklerden siyah gelir,
gözlerim önünde selama durur.
İçimin karasını gösterir..
Sonra, gözümün bebeğini ve gönül resmimin derinliğini..
Siyah; bazen derinde bazen teninde belirir suyumun.
Diğer renkler kol kola gelirler.
Kimisi gülümsenin nûrunda,
Kimisi hüznün en sonunda..
Beyaz başlangıca bir adım kala.
Renkler… renkler…
Güneşin değerli yavruları..
Hayata güneş gibi bakmanın anneliği,
renkli izdüşüm yavrularının sahipliğini getiriyor.
Tüm renklerin karışımıysa beyaz bir yavruyu..
Duygularımın tüm renkleri hayat suyumda.
İşte bakıyor ve görüyorum
Bulanmış ve bunalmışları..
Peki en sevdiğim kimseyi,
hangi temiz rengin evinde ağırlayabilirim.
Hangi ışıktan, ikramlar sunabilirim.
Renklerim net değil Ey Sevgili..
Size canlı bir sarı,
Ya da kanlı bir kırmızı sunamıyorum..
Lâkin; elimin Rabbine vardır içli bir niyâzım.
Fırçamı hayat suyuma öyle bir dokundursun ki;
Lâle içre bir gül olsun resmim..
Yahût; nûr üzre nûr..
Kayıt Tarihi : 10.9.2008 18:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)