Bir akşam vaktiydi.
Usulca bir yağmur damlası
gözlerimden akıvermişti, sebepsiz…
Sevimsiz bir fırtına savuruvermişti şapkamı
kalabalık düşüncelerin ortasına,
Bir git-gelin kalmıştım arasında…
Karanlık çökmeye başlamış, etraf simsiyah…
Dağın eteklerinden
loş da olsa bir yol bulup çıkabilsem…
Kırmızıya kanmış daracık şu kuyudan
sevgi ilmekleriyle örülmüş bağı sımsıkı tutabilsem…
Bir mum gibi ışık saçanların etrafında
küçücük bir pervane olabilsem…
Eteklerinden tutup da
‘Beni bırakmayın! ’ diyebilsem…
Ya kalırsam yapayalnız, kimsesiz, çaresiz…
Çaresizlerin çaresi Sen’mişsin,
Yalnızların, kimsesizlerin kimsesi Sen!
Sana uzanan elleri geri çevirmezmişsin.
Sana yönelen kalpleri boş bırakmaz,
korkularını giderirmişsin.
Seni sevenleri çok sever,
sevdiklerine de sevdirirmişsin.
Kimse yokken Sen varmışsın.
Kuşlar bile Sana uçar, Seni söylermiş…
Karanlıkta kara toprağın üzerindeki
kara karıncayı gören Sen,
elbet görüyorsundur beni,
duyuyorsundur sesimi;
el açtım, kalbimi yönelttim Sana.
İşte benim, geldim kapına
Senin sevgine mazhar olabilmek duasıyla...
Kayıt Tarihi : 19.2.2015 17:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!