Bir gün yoldan geçerken, uğradım çiçekçiye,
Orda temiz giyimli, Melek adlı bir kadın.
Karanfili süslerken, uğradım börekçiye,
''Bu hazırlık ne için? '' Diye sormuştu kadın...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Klasik bir Yeşilçam senaryosu okur gibi bir duyguya kapıldım başlangıçta…
Okudukça hüzün çöktü içime… Kurumuş vicdanlar… Kendilerine hayat verenleri hayatlarından tutup atmalar...
Yalnızlar evinde unutulmuş yorgun bedenler, hatırlanmak arzusuyla kıvranan analar babalar… Özlemle gözlenen kapılar ve… Bir dudağın değdiği tenden yayılan umut ve sevgi ışığı…
Gün gelir o mübarek insanların yerini “Melek”ler almaz mı? Kim bilir?
Kurgusuyla, anlatımıyla ders veren, tokat gibi bir şiir…
Yürekten kutlarım…
Mehmet Lütfü Aydın
Malesef gözle görülebilecek birsey analari ve babalari yaslandiktan sonra bir kenara atmak
böyle yapanlar insan degildir insanlikla alakasi yoktur bilmiyorki zaman gelecek kendiside o hale düsecek.
Tebrikler sayun Sevilmez
Duyarlı yüreginizi kutlar güzel şiir için tebrik ederim.Keşke olmasa böyle şeyler ama,,,insanoğlu çeşit ,çeşit.Sevgiler ve selamlar.
o güzel yüreginize gurbet elden selam gönderiyor, bu güzel ve anlamli siiriniz icin tebrik ediyorum...
Duyarlısınız.
Bütün anne babaların unutulmamaları dileğiyle birgün kendileri de anne baba olacakları bilincinde olsun evlatlar
Kadim dostum...
Öncelikle, seçtiğin konulardan dolayı seni kutlamak istiyorum. O kadar ilginç ve insan yaşamında önemli ve duyarlı konuları seçiyorsun ki, hayran kalmamak elde değil...
Bu da yüreğinin güzelliğini yansıtmaktadır şiirlerine...
Darülaceze de yaşayan analar ve babalar, her kutlu günde birilerinin bir buket çiçekle gelip, ellerini öpeceğini düşünerek yol gözlerler. Ama çoğu zaman bu beklentileri boşa çıkar. Bu hayal kırıklıkları buruk yürekleri bir kez daha burkar maalesef...:(
Şiirin için ise diyeceğim şu kadim dostum...
Teknik olarak ustaca yazılmış. 7+7=14 heceli...
Kutlarım...
Sevgi ve saygı ile...
Turan Orak
Tek kelime ile HARİKA ..anlatım içerik ve duygu yüklü olası ayrı bir zenginlik .inanın sizi yürekten kutluyorum..sanki bir filim izledim..ama bunlar gerçek flim .Hiç bir ANNE ağlamasın acı özlem çekmesin..Sonsuz sevgi ve saygılarımla..atıl kesmen
offffff Şeyhmus offfffff nerden buluyorsun bu hikayeleri ve bu kelimeleri şiirin ilk şeklini okuduğumd çok etkilenmiştim ama şimdi dahada etkiledi beni. Hassas yüreğin şiirlerine yansıyor hep ve çok güzel dizeler çıkıyor ortaya. Hele sayfa yapımında ki maharetinde eklenince tadına doyulmuyor valla. ..:) Kutlarım seni sevgiler ablan Sevil...:)
Yüreğinize sağlık kardeş,
Sabah gözlerime dolan yaşlar için, bir daha insan olmayı hatırlattığın için ve İnsan olduğun için Teşekkürler..
Yüreğinizden öperim..
Sevgilerim ve Saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta