bir dipnot düşün
ben de esmer bakışlı bir çocuğum
yaşamak namerdin, mertlik yalan
kanlı dişli
şımarık bir saltanatın dilinde doğru, yalan
delicesine yaşamak için savaşmak
göze göz dişe diş demenin vaktidir şu an
barış şarkıları
sevinç şarkıları yalan
“her minarede bir ezan, yalan.” dememek için
yalan kuşanıyorum, yalan
sessizce yaşamak zorunda kalışım! yetti
kahrın çığlığa dönüştüğü andır bu an
artık içimde yaşamak korkusu, yalan
öfkelen
ıslıkları örselenmiş esmer bakışlı çocuk, öfkelen
barut kokuyor karayel
sert
soğuk
kara gözlerinde hayat infilak
gökyüzünden kefenler düşürülüyor
zeytin tarlalarınıza
güvercinler taşa tutuluyor
ülkenizin maviliğinde
söylenen her söz yılanın aldığı nefestir
belki de bundan habersiz oynarken sen
ben esmer bakışlı bir çocuk oluyorum, kardeşin
bu ses sana annenin çocuğundan geliyor
ağıt yakmak yakışmaz size
marş çalarak ölün, ölecekseniz
ben de gerilla marşıyla beslenen
bakışları eylüle çalıp martı doğuran
esmer bakışlı bir çocuğum
varsınlar,
vursunlar gözlerimdeki müebbet aşkı
zannetsinler ki kurbanlık ismaillerini bulmuşlar
bıçakların ismailleri kesemediğini
nerden akıl etsin bir tonuzlanın beyni
dedim ya
kaydetsinler beni, beni de kaydedin
kırmızıya işaretlediğiniz sayfanın en başına
altına bir de dipnot düşün en alasından
ben de esmer bakışlı bir çocuğum
ve sen,
öyle bakma bana anne
ya ben olsaydım
orada ölecek bir çocuk
ya ben olsaydım
esmer bakışlı çocuklar kıvranıyor gövdemde anne
ve ben bir anlık ömür olabilmek için
bu gövdeye, daha daha…
anne o güne biriktir sütünü
kırgın değil öfkeliyim ben
ateşim tepeden tırnağa
esmer bakışlı bir çocuğum
dilimde dua
aç
kahraman
söyleyin ebabiller taşlasın
titretsin yeryüzünü âmin deyişim
“âmin”
Şubat-2003
_Behçet Gülenay
Behçet GülenayKayıt Tarihi : 21.7.2004 17:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu bir vesile oldu. İyi ki uğramışım sayfasına. Bir kaç şiirini okudum. Gördüklerim genel anlamda sevindirdi beni. Şiiri iş olsun diye değil, şiiri şiir olsun diye yazan birisi ile karşılaştım. Fakat bu ifadeden şairde sadece sanat kaygısının var olduğunu kastetmek istemiyorum. Bu temel bir kaygı. İşin olmazsa olmazı. Bununla birlikte o, buradaki dizelerde de görüleceği üzere, mesaj ve anlamı da ziyadesiyle önemsemektedir.
Bu şiirde de mesaj açıkça kendisini hissettiriyor. Ancak şair bunu, şiirin geneli dikkate alınarak değerlendirilecek olursa, şiir dilinde ve sesinde yapmaya çalışmış. Bu tabii ki olumlu bir durum.
Şirin kurgusu güzel.
Şiir dili vasat ile iyi arasında gidip geliyor.
Şiir sesi bir iki yer hariç genelde iyi.
Dize tekniği vasat gibi.
Şair bu uzun şiirde bazı yerlerde adeta detone olmuş gibi geldi bana.
Bir iki yerde de şiir dili iyice düşüş göstermiş.
Mesela;
'Zannetsinler ki kurbanlık İsmaillerini bulmuşlar
Bıçakların İsmailleri kesemediğini
Nerden akıl etsin bir tonuzlanın beyni'
dizeleri, özellikle son dize oldukça banal bir ifade gibi geldi bana.
Şiirin en zayıf yanlarından birisi de burası bence.
Şiirin beni en çok çeken yeri;
'Bir dipnot düşün
Ben de esmer bakışlı bir çocuğum'
şeklinde başlayan girişidir
Ama şiir içerisinde bir yer var ki;
'Öfkelen
Islıkları örselenmiş esmer bakışlı çocuk, öfkelen
Barut kokuyor karayel
sert
soğuk
Kara gözlerinde hayat infilak
Gökyüzünden kefenler düşürülüyor
Zeytin tarlalarınıza
Güvercinler taşa tutuluyor
Ülkenizin maviliğinde
Söylenen her söz yılanın aldığı nefestir
Belki de bundan habersiz oynarken sen
Ben esmer bakışlı bir çocuk oluyorum, kardeşin'
dizelerinden mürekkep olan bu yer, uslubu, dili ve lirizmi ile oldukça iyi. En az üç defa okudum burayı. Burada sadece son üç satırın mısra tekniği hafifçe rahatsız etti beni. Ama afzla önemsemedim. Görmeden geçtim, kısacası.
'Bakışları eylüle çalıp martı doğuran
Esmer bakışlı bir çocuğum'
dizesi de oldukça bakir ve yaratıcı. Okuyana tam anlamıyla keyf veren bir söylem var burada.
Şiirin finali de iyi görünüyor.
Özetle; bir iki yerde nesirleşme riski taşıyan ifadeler olsa da; bir iki yerde şiir dili ve sesi ciddi düşüşler gösterse de, okuması keyf vericiydi benim için.
Haykır şairim, haykır haykırabildiğin kadar. Esasen bugün 2003 te yazdığın bu şiir yeniden kendini doğurmakta. Yeniden kendini güncellemekte.
Akif'in dediği gibi;
'Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem'
Zalime 'dur' demeye fiziksel, siyasal, ekonomik vs. gücümüz yetmiyorsa, en azından dilimizle duygularımızla 'dur' diyelim.
Tebrikler ve başarılar.
Asım Yapıcı
TÜM YORUMLAR (1)