Derilerini üstlerine geçirmiş
ve ayaklanmış iskeletler
iri iri gözleri
yalvaran bakışlarıyla
ellerini uzatıyorlardı bana
gördüm duydum onları
kulaklarımdan gitmiyor hıçkırıkları
bir resim
bir film
bir düş değildiler
yırtıp atamayacağımız
düğmesine basamayacağımız
silip unutamayacağımız
yanıbaşımızdaki gerçektiler
boynumuza dolanmış
utancımız kapkara günahımız
siz masa başında
üç beş kuruş bağış için
günlerce söylev veren beyefendiler
anımsıyor musunuz
yüzyılın gerisinden
kölelerinizin içli ezgilerini
duyuyor musunuz
şaklayan kırbaç seslerini
uygarlık çağında
sözcüklerde kalan özgürlüklerini
kara Afrikanın
akciğerlerini yoldunuz
damarlarını söktünüz
kovup bulutlarını
kaçırdınız yağmurlarını
çekirge sürüleri gibi
yağmaladınız her yanını
amansız yangınlarla
kavrulup tükendi
köleler daha da köleleşti
ayaklarınızın altına seriyor
bir bir sayılan kemiklerini
kucaklarındaki bebeklerin ağzında
içi boş kavun gibi memeleri
anaların dudaklarında tek çığlık
bir dilim ekmek lütfen
Kayıt Tarihi : 11.2.2006 18:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilgün Acar](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/02/11/bir-dilim-ekmek-lutfen.jpg)
Beyaz adamın kölelik ticaretiyle özgürlük naraları at başı gitmiştir. Beyaz adamın,soygunu, talanı meşru ve mübah kabul etmesiyle eşitlik,uygarlık söylevleri beraber yürümüştür. Kapitalizmin ahlak anlayışının temelinde makyevelizmin yattığını batılı hiç bir sosyolog,hiç bir filozof nedense söyleyememiştir. Sosyalizmin teorisyenleri de insan olmanın ve sömürüye karşı durmanın da aslında öncelikle ahlaki bir mesele olduğunun altını çizememiştir. Sanki kapitalizmin insanlık dışı saldırgan dikta yöntemlerini savunmaktan başka çare yokmuş gibi bir mücadele anlayışı sonucunda yine kapitalizmin güçlü ve karlı çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Ne var ki dünyanın içinde bulunduğu korkunç uçurumlar karşısında zalimlerin vurdum duymazlığı ve alçaklığının ötesine geçmek sadece şairlerin şiirlerine konu olabilmiştitr. Şiir ve edebiyat elbetteki hayata etik ve estetik açıdan bakmadan edemez. Bir dilim ekmek lütfen diyen insanların çığlığını önce duymak lazım. Konunun vehametine daha fazla girmeden Nilgün Acar'ı duyarlılığından dolayı kutlarım. Magazin ve kozmetik dünyasının, duygusallığın, ırkçılığın,barbar milliyetçiliğin geçer akçe olduğu bir ortamda insana yeniden ahlaki akılla bakmak ve yürekten gelen sese kulak vermek zorundayız. Bu seçim insanlaşmakla ilgilidir.
ve kendimizi...
ve ötemizi...
ve ekmeği...
ve sevmeyi...
ve suyu...
ve oynamayı oyuncaklarla...
saklanbaçlarda ki gibi saklanmak üzer onları hemde gözlerine baka baka onlardan saklanmak ne acı..
yüreğine ve duyarlılığına olan sevgimle saygımla mavi tutku...
TÜM YORUMLAR (3)