Bir dilek tuttum, Sarayburnu’nda,
Martıların çığlıkları arasında,
Boğazın büyüleyici manzarasında,
Bağrım üşür akşamın soğuğunda,
Bedenim titrerken oturmuşum masamda,
Yazdan kalan, İstanbul sonbaharında,
Önümde biraz kavrulmuş fındıkla,
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir