Bir Devrimcinin Armonikası Şiiri - Yorumlar

Değerli şairden ve okurlardan özür dileyerek;

Beni bilen biliyor. İki tane çocuğum var.12 ve 7 yaşlarında. Bu yorumu yazdıktan sonra inip şehir kütüphanesine gideceğim. Evime yürüyerek 15 dakika mesafede. Oradan geri evime kavuşmak, çocuklarımı görmek nasip olmasın eğer ben burada her hangi bir kişiyi, profilini ya da şiirini pasiflediysem. Kim yapar nasıl yapar bir bilgim de yok böyle bir yetkim de yok.

Ben seçici kurula şiir öneriyorum.Bunu uzun zamandır yapıyorum.Adem Bey zamanında da yaptım.Bazı önerilerim dikkate alındı bazıları alınmadı.Bunu yapan yalnızca ben değilim.İsteyen herkes güne gelmesini istediği şiiri önerebilir.Bu ayıp da değil suç da değil.Üstelik katkıda bulunmak çok güzel bir şey.

Kimi neyi pohpohlayacak mışım? Ben çok defa samimi olarak kırıp dökmemeye özen gösterip, ki eğer varsa kırıp döktüğüm insanlar yüz bin kere özür dilerim, burada yazıp çizen büyüklerimi de küçüklerimi de bildiğim ve kendi üstüme vazife gördüğüm konularla ilgili ikaz ettim karşı görüş beyan ettim.Ben de bir çok defalar ikaz edildim fikrime karşı çıkıldı.Yanlış anlamadım ve hep şiir namına iyiye yordum iyi tarafından baktım.

Bu kendi açımdan şimdiye kadar böyle oldu ve böyle olmaya devam edecek. Çünkü bildiğim ve inandığım odur ki hata insana mahsus. Önemli olan fark edip hatandan geri dönmek. Ve bilerek kasti olarak yapmamak tekrar etmemek.

Gülizar kardeşim size de eğer bir şey söylediysem hepsi bu çerçevededir. Bahsini ettiğiniz olayların tamamı su-i zandır. Başka birisi ile olan sorununuz konusunda da buradan görüş beyan etmeyeceğim. Size başka kanallarla mesaj vesaire yardımcı olmak da faydasız anladığım kadarı ile. Öfkeden burnunuzun ucunu görecek durumda değilsiniz. Bunu bilmenizi isterim.

Okurlardan ve değerli şairden tekrar özür dileyerek

Saygılarımla

İsmet özel bana daima Türk şiir hayatının cumhuriyet sonrası kısmını düşündüren şairdir

Niçin diye soracağım şimdi ..buna sebep ne.. ne söyleyeceğimi tam olarak bilmeden..buradaki okuyucularla birlikte öğrenmek istiyorum kendimden şimdi bu sorunun cevabını..

Çocukluğum halk şiiri ve tasavufi şiirler dinlemekle geçti.hem de daha okula başlamadan...çünkü küçük esnaf dükkanımıza gelen ve şiiri bir çevre olarak yaşayan insanların var olduğu günlerdi o günler Bu şiirlerin içinde kasabamızda bulunan tatar olarak tabir edilen kırım türklerinin manileri de önemli bir yer tutar.ortaokul yıllarımda gerek müfradata bağlı olarak ve gerekse ağabeylerime ait lise 1, 2, 3 nihat sami banarlı edebiyat kitaplarını büyük bir iştiyakla okuduğumu hatırlıyorum..

ama o zamannlarda milli eğitim müfredatında olmamasına rağmen trt radyolarında reklam kuşaklarının arasında mini şiir seansları yapan nedret selçukerin tok sesinden dinlediğim şiirleride unutmamalıyım ...bu şairler arasında beni en çok etkileyen iki şairden de söz etmeliyim..Ümit yaşar oğuzcan ve attila ilhan...günlerce tekrar etmiştim içimden bir attila ilhan mısraını..garip anlayamadığım bir tarafı vardı attila ilhanın ..garip hırçın ve fakat çekici..nedret beyin rüzgarlı bir efekt içinden okuduğu şiirde attila ilhan şöyle diyordu..içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım...

72 yılından sonra yatılı okuduğum yıllarda edinebildiğim bir çok şiir kitabım olmuştu..halk edebiyatının ve eski şiirin yeni kentleşen toplum yapısına yetmediğini ve modern hayatın duygularını anlatmak için günümüz şairlerinin yeni bir dil arayışı içinde olduğunu iyiden iyiye seziyordum artık...

okulda sol kesim tevfik fikreti ,sağ kesim ise mehmet akif ve yahya kemali bayrak yapıyorlardı..ama asıl müfredatta yer almamlarına karşın şiirle ilgilenenler için iki odak vardı sol için nazım..sağ için necip fazıl..

Bunlar arasında nazım en fazla yeni dile yakın olmasına karşın bana çok fazla mücadele kokan dili ağır geliyordu..daha gündelikten söz eden daha sokaktaki insanı yazan orhan veli mesela çok hoşuma gidiyordu..sonra şiiri incecik olan ve hareketli olmayan behçet necatigili tanımıştım bu arada..evin içinden sokağı seyreden bu içli şairin yumuşacık üslubuna erol evginin o günlerde aranje ettiği bir necatigil şiiri neden olmuştu sanırım..


Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selâm söyledi.


üniversiteye başladığım yıllarda necip fazıl şiiri yaşadığım çevreninde etkisi ile ve o bunalımlı yıllarında etkisi ile daha çok etkilemeye başlamıştı..bilhasa çile isimli şiiri toplumsal çatışmaların ortasındaki yalnızlığıma bir ada gibi geliyordu..aynı çevreler içinde sezai karakoçu tanıdım..ilk şiir kitabını çok sevmeme rağmen sonrakileri gittikçe ağdalı bir ideoloji taşıyan şiir kitaplarını sevemedim...sezai karakoça bağlı olarak yavaş yavaş edip cansever , turgut uyar ve cemal süreyayı tanıdım..cemal süreya daha bireye dönük yazıyordu ve bir genç olarak üstü kapalı cinsel göndermelerindeki cesaret belki de o zaman kadar bu boyutta kaleme alınmamıştı..ece ayhanı tanıdım sonra...ilk okudum şiir ece ayhandan fayton şiiri idi..

diğerlerine göre daha naif bir ses olarak gözüktü gözüme...

Ama bu kadar yazınca yoruldum..bir ara verdikten sonra devam etmek istiyorum başlangıçta koyduğum sorunun içimdeki cevabını aramayı sürdürmeyi

SAYGILAR

Çocuklar dokuduysa
Koşarak kumaşınızı
Sevgiyi saflığı
Katmışlardır desenlerine
Umut okyanusunda
Gidiliyorsa boğulmaya
Umut boğmaz insanı
Çıkartır su yüzüne
Başka bir yerse gidilen
Neden boğulma korkusu
Bir gizli kaçış
Hiç kimse
Yüzmeyi öğretmedi mi?Size
Kendi kendimize
Denemek
Düşmez mi?Bize
Sabahlara uyanırken
Başka şeyler yaratmak
Müjdeler mi?
Veriyorsunuz bize
Çocukların saflığında
Boğulmaksa niyetiniz
Ne güzel
İnsan gülümsemeyi
Unutmamışsa
Bundan güzel
Ne olabilir ki
Ve serin
Ve sevinçli
Irmaksa gidilen
Son söz
Son yorum
Saygılar
Saygılar…

Jale Keskinkılıç
18-1-2012
Şiirim şimdi yazdığım İsmet Özer şiirine yorumumdur

Öğle olmuş zaman ne de çabuk geçiyor.Bende birazdan kalüleye yatsam iyi olacak.Tavsiye ederim çok dinlendirici oluyor,bilhassa öğle namazından sonra sadece 15 dakika.vesselam.

Armonika ya bizim yörelerde mızıka diyorlar.
mızıka mızıkçılıktan türetilmiş olabilir mi ?

:)

Adam olunmadan şair olunmaz,her şair de adam olamaz.
F.K.

Mehmet Binboğa 1
Yorumunu okudum abisi ve şöyle bir kanaat oluştu bendenizde içimden şöyle geçti ister istemez bu çocuk! ..
çok şey biliyor.Ancak çok şey bilmek şair! .. olmağa yetmiyor.Yetseydi bendenizde şimdiye kadar çoktan şair olurdum vesselam. :)))

Mehmet Binboğa 1; bak kardeşim senin dediklerin benim aklımdan hiç geçmedi...Kasap - Boğa ilişkisinde emin ol ki sizin yeriniz hiç yok...
Yalnız CHE de senin adın hayalimde canlandı bunu bilesin...Doğru veya yanlış...

Bütün saçmalıkların senin kuruntun...

Şiirin bir mahremi vardır.kimse sapıkça emellerine alet edemez.Defalarca bu köşede şiiirimi alıp buraya astı,ve soğan,cücük.....yakıştırmaları yaptı.Buna ses çıkarmadık.
Neye ses çıkardık?
Tamamiyle edepsiz bir şekilde,kendi pis emellerine alet edilmesine karşı çıktık.
Bu kişi akıl hastasıdır,kendisinin belirttiği üzere.Bunu hehimiz biliyoruz.Fakat işin en acı yönü,bu kişiyi poppoplayarak gaz veren,yorumlarıyla eylenen bir iki kişi vardır ki,onlar da Mehmet Binboğa ve Orhan Balkarli dir.
Ben buraya bir daha gelmeyecektim,sürekli adımı kullanıyor ben yaptığı edepsizliğe karşı,cevabını ona yakışır uslupla vermeme rağmen edepsizliğine devam etti.
Dün yazdığım bir şiiri ''Gel De Yazma 2''başlığını atarak sayfama astım.Akabinde pasiflendi şiirim.Bunu pasifleyen günün şiirini seçen ekipten Balkari'dir.Mehmet Binboğa ve diğerlerinin böyle bir davranış sergileyeceğini sanmıyorum.

Evrim Nesimi Erenler burada bas bas bağıdı,anlayamadık kendisini.Allah sinsi düşmandan korusun.

Şimdi bir kaç kişi burayı ele geçirmiş kendi emelleri doğrultusunda meydanda at koşturuyor.Kendi çalıp ve kendileri oylarlar.Olaki seçkideki şiiri beğenmezsen (o seçmiştir)hemen sahaya iner,seni şiire saygısızlıkla suçlar ve kendisi Hasan emisini amiyane tabirle yağlandıra,balllandıra anlatır.

Siz kime göz dağı veriyorsunuz?Benim sayfam pasiflense ne olur?tüm şiirlerim silinse ne olur?
kökü bende değil mi?

Osmanlı donanmasının ilk defa bozguna uğradığı İnebahtı Deniz Savaşı’ndan sonra, II. Selim’in emriyle yeni bir donanma kurulur. Donanmayı kurmakla görevlendirilen Kılıç Ali Paşa, bahar ayında donanmayı her şeyi ile hazırlamıştı. İnebahtı’da Kıbrıs’ı almak için uğraşan Haçlı Armadası bu amacına ulaşamamıştı. İnebahtı bozgununun sorumlusu olan Sokullu Mehmed Paşa, 7 Mart 1573’de Venedik büyükelçisi Barbaro’ya :
'Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter.

' Bir çivi hiçbir yive

denk gelmiyor artık, bir fiil

dolaşıyor dilimin ucunda ve

içinde büyük, hızlı, sessiz, keskin bir kuş

kanatlarını hazırlıyor,

geridönüşsüz bir uçuşun eşiğinden acıyla,

biraz gururla bakıyor ötelere,

ufkun ardından gelen ufukların

sonsuz aritmetiğine

ve bir yaydan fırlar gibi

kanatlarını açmadan

yerçekiminden uzaklaşıyor,

görünmez kaynağının görünmez gücüyle. '

Enis Batur
Asri Zamanlar

Sayın Olay Yeri İnceleme Şairi

Arkadaşlar,ben Che'nin Naci bey olacağından şüpheleniyorum açıkçası..Bu üslup onun üslubu gibi gözüktü bana.Çok fena kafam karıştı gece yarısı. Eski yorumlarınızda gezinirken yukarıdaki yorumunuzu gördüm.Doğrusu benimde kanaatim o yönde ancak.Yanılma payımız da yüksek.Sayın olay yeri inceleme şairim,bu çok rumuzluluk nasıl bir şey? Antolojiye üye olurken Nüfus cüzdanlarımızın fotokopisini gönderdiğimize göre bu insanlar nasıl çift kimlikle yazabiliyor? Mesala ben ikinci rumuz almak istesem nasıl alabilirim? Ayrıca bu çok kimlik hokkabazlık değil mi? Önlemeniz gerekmez mi?