Anne bir otel odasındayım
Yüreğim buruk yine
Üzüntüm dağlar kadar
Biliyorsun anne ağlamayı çoktan unuttum
Özlemiyor değilim gözyaşları mı
Geçmiş, geçmişte kalır demiştin
Unutmadım işte sözünü, kokun gibi
Şimdilerde hayat pususunu değişti
Artık her evde televizyon var
Ve her şeyi o belirliyor nedense
Yaşamı, yaşantıyı hatta ölümleri
Ben alışık değilim biliyorsun
Bizim neslimiz radyo tiyatrosu
Ve artık sömürü silahsız
İsimleri var arık, kola gibi
Paranın adı dolar gibi
İnsanların putları var, sanatçı gibi
İmanlar değişti annem, zenginlik gibi
Senin sözlerini söyleyen yaşmaklı
Birkaç ana kaldı geri! kafalı
Sen bunlara acıyın yavrum derdin
Şimdilerde sevgençciler çoğaldı
Biz yine bildiğin faşistleriz
Yine vatan, bayrak, kuran sevdalı
Ama toprak satmak moda
Babasız çocuklar tirendi yakaladı
Bize hala katil diyorlar
Televizyon denen kara kutuda
Ya mafyayız yada ağa
Biz sevmedik ana biliyon silahı
Öldürüyorlardı bizi görüyordun
Ruhi önden gitti ana yolu açtı
Özmen, Dursun yolu takip etti
Ali Bülent, Baktemur yola itildi
Biz katil olduk ölürken
Onlar kahraman oldu öldürürken
Hep duvarları süslüyor resimleri
Göz boyama değil annem
Gerçekten seviyorlar onları
Bu televizyon öyle gösteriyor ki hep
Bize Albayın itleri diyorlar
Çocuklar evlerinden alkışlıyorlar
Bir elleri kanlı katil diyor
Birileri onların peşinden gidiyor
İmamoğlunun karnı açtı ana
Velican gurbette bir çocuk
Hüseyin imanlı mahkumdu
Onu dipçiklerle düşüren zihniyet
Bu gün bizim fikirlerimiz baltalıyor
Gözünü açtırmıyorlar milletin
Eğitim dedikleri ellerindeki illetin
Tüm kurallarını onlar belirliyorlar
Anasını belliyorlar milletin
Korkma ana biz hala savaştayız
Yemin ettik Kuran Bayrak üstüne
Son nefer son nefes diye
Daha ben ölmedim yaşamaktayım
Özlediğim ölüme mavzerimle koşmaktayım...
.................
Bu aralar adım onmaz deliye çıktı
Hayalperest avare bir manyak
Onlar sevgilileriyle içki maslarında
Kurarlarken ütopik sosyalizmlerini
Kadehlerine şarap dolduruyordu sakiler
Bizim bardaklarımız hiç şarapla dolmadı
Ar ettik içmedik haramı
Evlerimize sokmadık kadeh denen bardağı
Ama biz bu gün gerici yobazız
İçmeden, sevişmeden gençlik biter mi
Muhasebe anına hazırlık nedenmiş
Birileri bizi bu nedenle sevmezmiş
İstemedik ki zaten delice sevilmeyi
Ama ana hakkımızı isteyince astılar
Bizi vuranlar hep bir yerlere kaçtılar
Birkaç soyguncu itle meşhur oldular
Hep özgür Türkiye diye bağırdılar
Bizler bunun savaşındaydık zaten
Yiğit Necip başka bir şey mi istedi
Onlar Allahsız Türkiye istedi ana
Abilerin baş örtüsü irtica dedi
Gençleri örtüye özgürlük dedi
Şimdinin Müslümanları bile
Bizi dinsiz düşman ilan etti
Vatan dedikçe; bölücü dediler
Terör şubelerinde baş köşeyi almışız
Buna da alıştık güzel anam
Atatürk’ü biraz daha anladık
Tarih bizlere elbet hak verecek
Bunun bir daha farkına vardık
Hala daha tek tabancayım
Soracak olur isen halımı
Ama inan iki ayak ban çok geliyor
Kesemedim hala sol tarafımı
......
Üstadın çizdiği portre tam uyuyor
Üst katta şimdilerde sen varsın
Orta katta insan yiyen yamyamlar
Alt katta ucuz fahişe sanatçılar
Ah anam görsen kızları sen utanırsın
Kadın halinle köşe bucak kaçarsın
Günah işlemek çok kolay oldu ana
Günahlardan kaçmak imkansız
Sokaklar günah tohumları ile
Gönüllerde günah filizleri
Ekranlarda günahkar renklerle dolu
Eli öpülecek büyükler azalırken
Yüzüne tükürülmeyecekler çoğaldı
Büyüklerimizin azalması ile çöktük
Hatıralarımız gün yüzüne çıkamıyordu
Çok kanlı idi geçmişlerimiz
Çoğumuz kaybetti yakınlarını
Ama hepimizin kucağında yitmişti
On dördünde yiğit Mustafa Daşdelen
Biz beyazları bu kefenlerde gördük
Yiğit kanları ile kızarmış bayrak gibi
Hiç öğrenemedik gelinlik beyazını
Kız istemelerimizde olamadı
Her şeyimiz zamansızdı
Gülümsemelerimiz anlıktı
Hüzünlerimiz derin ve karanlıktı
Yalancı değildik severken
Gerçi hiç sevemedik nisaları
Dalgalanan bayrak, okunan ezan kadar
Ve de bağrına girdiğimiz kadar
İşte o an yüzümüzden tebessüm akardı
Bu gülen bakış bakiydi
Karanlık gecelerimizin beklentisiydi
Toprağın titremesi, arşın şimşekleri
Yiğit bakışlı, ölümsüz gülümsemeler
Biz eğilip kulak vermiştik vatana
Oda sıcacık bağrını açmıştı
Kimsenin bize açmadığı gibi
Önkuzu’yu daha yirmi ikisinde aldı
Duracığı, Orkan’ı, Kerse’yi
Kanlı bir eylül sabahı
Ayırdı gözlerimiz önünden
Amentüye iman etmişiz bir kere
Üçlerin, yedilerin. Kırkların duası
Binlerin, beş binlerin arşa değer kanı
İşte anam bu memleketin temeli
Bu çatının yegane anahtarı
........
Bir savaşın orta yerindeydik
Ansız başlamış, zamansız bir savaş
Büyük kavgaların sahibiydik artık
Ama bizler küçük çocuklardık
Boyumuzu aşıyordu sevdalarımız
Her şehrin tenhalıklarında bir odamız
Ve bize yol gösterici birkaç abimiz
Ama suratsız duvarlarımız çoktu
Üzerinde anlamadığımız yazılar
Ve bilmediğimiz yüzlerle dolu
Hiç biri Türk bile değildi
Kahraman savaşçılarmış! ..
Bizim Kür şadımız vardı
Çanakkale de iki yüz eli binimiz
Bize masallarını anlattığın
Yavuzumuz, Fatihimiz, Süleymanımız
Kahraman gibi kahraman büyüklerimiz
Ama anam sorma hiç ne oldu diye
Süleymanı özüm ile kaybettik
Yavuzu pençemize nakşettik
Fatihi ise umudumuz eyledik
Yaşamayı altın tepsilerle yolladılar
Ölümü dualarla kabul ettik
Soyuma sövüyorlar ana
Kinim tükenir mi zannediyorlar
........
Anam gün gelir analar da anlatır
Zübeyde Hanım sen olursun yaşmağınla
Bir Atatürk ’de ben olurum kalpağımla
Ucuz fahişelerin küçük konaklarından
Kıkırtılar cihanı sarsın ne olur
Bir kurt uluması bu setdi yıkar
Akan kanım sel olur sokaklarında
İman dolu göğsüm arşı şenlendirir
Arafat da taş olur şeytana atılır bedenim
Yeter ki sen dua et ardımdan
Bir devre, ve her şeye inat
Gözyaşını durdur, gül, güzel anam
Kayıt Tarihi : 25.11.2004 15:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Serkan Yıldırımoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/11/25/bir-devre-inat.jpg)
YÜREĞİNE SAĞLIK
Tebrikler
TÜM YORUMLAR (3)