Mâdem Allah var, her şey sana yâr.
Kimse duymasa da elbette O duyar.
Sen ki dolaşsan âlemi diyâr diyâr,
O’dur en güzel vekil, gayrısı ağyâr.
Zeval-i lezzetten kalan, âh u keder.
Elemler geçer, kendini etme heder.
Mevlâm neylerse, güzel eyler der.
Hikmet ve adaletle iş görür kader.
Hayat bir rüyâdır, budur tek hakîkat.
Delil mi işte bak, zaman ve kâinat.
Fenâya mahkûmdur, ölür tüm mevcudat.
Mâzi mâ’dum, âti ise meçhul murat.
Kalbin "ebed ebed" diye atar senin.
Fâniye muhabbete, yoktur nedenin.
Ne zaman kurban edersen âsi benin,
O vakit bekâ bulur, nâçiz bedenin.
Yûnûs’a bakma, gaflet dolu küfesi.
Hak katında müflistir, bomboş kefesi.
Belki bir ân-ı seyyâle "Hû” nefesi,
Ötede olur mu Sultân ulûfesi?
Mart 2016
1 Yâr: Dost, sevgili, tanıdık.
2 Ağyâr: Gayrılar, başkalar, yabancılar.
3 Zeval-i lezzet: Lezzetlerin, güzel günlerin bitmesi veya geçmesi
4 Ma’dum: Mevcut olmayan
5 Âti: Gelecek
6 Naçiz: Önemsiz, değersiz
7 Ân-ı seyyâle: Gelip geçici az bir an
8 Ulûfe: Osmanlı İmparatorluğu’nda, kapıkulu askerlerine, saraydaki ve devlet örgütlerindeki kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret
Kayıt Tarihi : 29.5.2021 16:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!