Bir Destandır Ana Şiiri - Selçuk Yılmaz

Selçuk Yılmaz
75

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Destandır Ana

Benzeri olmayan sevginin dinginliğinde
Lambada titreyen kor alev gibi,
Sonrasında beliriveren ulvi bir varlığın
Ruh sarmalına giren benliğinde saklı
Bedende can bulan uhrevi kalp atışları;
Kıpır kıpır, kora kor, çığlık çığlığa
Kendine özgü bir yaşam başlıyordu,
Bilgeydi yarim ana, sevdasını katıyordu.
Sıcacık bir yürek sarmalıyordu bedenini
Sessizliğin ortasında bir koca ninni
Diyarların en gizemlisiydi belki,
Tanrısal güçlerin bileşkesi “ANA”.
Benzeri olmayan bir varoluşta
Erişilmez yüce, üretken dişiliğiyle,
Yaratıcı varlığın timsali, sen “ANA”.

Bir tanrıça yaratıcılığında olmalıydı;
Ana Tanrıça Kybele'nin doğurganlığında,
Sümerli bir ay rahibesinin şiirsel ninnilerinde,
Doğasal oluşumun özünde bir ibadet gibi
Erişilmezlikte hissetmeli her can kendini.
Friglerin çilekeş kralı Midas’ın öyküsündeki
Güzel sesli tanrıça çağırırdı çocuklarını,
Söylerdi nidalı ninnilerini “ANA” kalbiyle
Savaşcı bir Amazon keskinliğinde,
Yitik olmayan duygularla donanmış
Ana kalbinin sevdası bir başkadır özünde
Şefkatli bakışlarında büyüyen yüce bir hisle,
Sevmek, karşılığında hiçbir şey beklemeksizin,
O haslete sahip olabilmek utkusuyla,
Her yüce kadın gibi, her yüce “ANA” gibi.

Doruğunda gizemi var al meyvalı yediverenin
Bu nasıl bir devinimdir bilinmez ki,
Vazgeçilmez bir sevdadır, kalpten silinmez ki,
Ulu bir çınarın devasa kolları gibi erişilmezliğin
Gölgesine sığınılan yüce bir duygu selinin,
Toprağın, suyun, dağların, taşların,
Ebediyete intikal eden çırıl çıplak canların
Var oluşunun kaynağı, tomurcuğu “ANA”.
Ardı sıra ağlayan, ağıtlar yakan,
Türkülerle coşan, seven, sevilen
Ölümsüz bir sevda masalıyla
Korkmamacasına sığınılan yüce bir liman.
Her gecenin sabahında doğan seher yıldızı,
Sarsılmaz bir inancın abidesi gibi
Var oluşun kaynağında sen, “ ANA”.

Zihnimden düşmez ki gurbette boynum eğilse,
Yoğrulmuşum ben “ANA” mın çilekeş gücüyle
Anarım yadigarı içimde gizli bitmeyen ninniyi
Zemheride sıcağına sığındığım o yağız geceyi.
Hamdım, oldum sevginle, açıldım deryaya.
Yorganında, döşeğinde, kağnısında, harmanında,
Eleğinde bir zerre un, toprağında bir parça can
Hayatın rapsodisinde sararmış eski fotoğraftan
Sanki akarcasına belirir siluetin zaman içinden,
Billur bir çiçeklikte gülpembe yüzündür açıveren.
Derler ki; ağlarsa anam ağlar gerisi yalan,
Ölürse tenler ölür, ölesi değil, ruhtadır can;
Çaresizliğimde, hüznümde, her içe kapanışımda,
Ahu bakışların, acı sözlerin gelir birden aklıma
İçimde bir yerlerde sönmeyen bir ateşsin sen, “ANA”.

Mavi kristal bir gecenin karanlığı ağardığında
Soğuk pus sardığında başını koyakların
Çalmamıştı şafağın rengi kızılından toz pembesine
Kül rengi boşlukta ağır ağır kağnılar ilerliyordu.
Havada var kabaran bir kurşun kokusu,
Havada taşmaya hazır şarapnel tortusu.
Anadolu’mun duman basmış, tozlu yollarında,
Mağrur “ANA” lar vardı, kağnılarının başında;
Yılgın değildi bakışları, sözleri vardı yarınlara
Dualar yüklüydü mermi dolu yüce kağnılara,
Kurtuluşu için yurdumun nice şafaklarına.
Siperlere az kala, ellerinde dirgen ANA’lar,
Efsunlu yalçın yürekleri ve bedenleri kaskatı
Yanık tenli, al yazmalı, cefakar ve cesur
İçin için dua eden yorgun, yüreği dağlı, aziz “ANA” lar.

O. Selçuk YILMAZ

Selçuk Yılmaz
Kayıt Tarihi : 6.4.2007 11:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selçuk Yılmaz