Bir Destan, Bir Dosttan Şiiri - Adem Yaldız

Adem Yaldız
65

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Destan, Bir Dosttan

İşte gök, işte toprak; hayat bu aralıkta
Aydınlık ispatlanmış, esrar var karanlıkta! ...

Ben bir şeye şaşarım. Tezatlar niçin vardır?
Neden kış güzel değil, güzel olan bahardır?

Neden solmuş çiçeğe biz kem gözle bakarız?
Neden gündüzler varken karanlıktan korkarız?

Halbuki siyahlık da bir renktir beyaz gibi
Bir seher yeli gibi rüzgar değil mi tipi? ! ...

Ben öyle sanıyorum bunlar yerinde güzel
Hepsine birer alkış, çiçek veriyor ezel...

Gösterebilir misiniz şu güzelliği devamlı?
Güzel kokan gül bile kimine göre kanlı...

Gerçek şu ki; istense hepsi de güzel olur,
İnsan zindanda dahi ararsa bir tad bulur.

Ben şahidim mutsuzken mutlu olan insana
Ben şahidim azaptan bir zevk alan insana..

Bir anıda rastladık biz böyle bir tezada
Hem neşe hem ızdırap ikisi bir hizada

Ben bu malum anıdan bir dizi yazıyorum
Bir macera içinde bizi anlatıyorum..

Şimdi biraz kulak ver bak kalemin ahına
Dönüyoruz o soğuk çarşamba sabahına

Gecenin karanlığı silinmeden etraftan
Çayla yumurta, zeytin yiyoruz bir taraftan

Ardından arkadaşlar bizi uğurladılar
Adem'e ve takımına iyi şanslar dediler..

O gün de İskenderun Malatya'ya gelecek
Dedik bir seyredelim, bakalım kim yenecek.

Hem maçı seyrederiz, şehri görürüz hem de
Ve bu birimiz hariç, ilk yolculuk trende

Bu tecrübeli şahıs bizim Adem Yaldız'dı
Nereye bakıyorsun deyince biraz kızdı! ...

Tam o bize kızarken istasyona varmıştık
Üşütmeyelim diye palto malto almıştık.

Her neyse..Bilet alıp varıp bindik trene
Gidip de oturmuşuz en pahalı yerine

Sonra kondüktör geldi ordan kaldırıverdi
Münasip bir dil ile (!) yerimizi gösterdi

Sonra geçtik geriye, tren saplandı dağa
Tren değil mübarek bir türlü kaplumbağa

Bir durup bir gidiyor yorgun merkepler gibi
'Kurban' gezip duruyor haşin erkekler gibi.

Adem hazinesinden inciler yumurtluyor
Konuşması bir yana Kemal'i uyutmuyor.

Bu monoton yolculuk üç saatte bitti
Şöyle bir göz attık ki, şehir amma büyüktü...

Şehre inince bizi bir sürpriz bekliyordu
Gerçeği öğrenince bizim kafalar durdu

İlk maç İskenderun'da biz gelmişiz boşuna
Bu iş bizim Adem'in gitmedi hiç hoşuna

Dedik ki:'Hapı yutttuk rezil ü rüsva olduk
Mutullah bir duyarsa evden bile kovulduk.

Çetin atıp tutacak, Şener gülecek bize
Kim olsa güler elbet bu tuhaf halimize

Zaten maça gelmedik, boşverin gitsin dedik
Karnımız acıkmıştı, çorbayla döner yedik.

Biraz sağ sol dolaştık, bir kahvede king attık
Önce öğrenci girdik sonradan polis çıktık.'

Neden sonra trenle geri döndüğümüzde
Saat tam beş olmuştu tantana dilimizde

Ne olur isyan etme, muhtacız ayak sana
Son dermanı toplayıp yol alırken payana

Birden köpek sesleri içimizde bir telaş
Karanlık...Görünmüyor ne sopa ne bir taş

Kaçar gibi yürüdük belirsiz aydınlığa
Başka dünyada gibi hasretiz insanlığa

Sonra baktık geriden bir araba geliyor
Önümüze gelince zoraki bir duruyor

Dedik ki:'Böyle böyle bu bizim maceramız
Acep fazla uzak mı istasyonla aramız

Dediler:'Çok kalmadı beşyüz metre ötede
Bir anayol geçiyor şu karşıki tepede

Götüremeyiz sizi çünkü biz görevliyiz
Bekara araba yok ikimiz de evliyiz! ! !

Hele kimlik gösterin, bakalım ki nesiniz
Asker duyarsa vurur çıkmasın hiç sesiniz

Deyip gitti herifler cehennemin dibine
Bizi de götürseydin nolurdu lan i...

Küfürler ede ede tekrar koyulduk yola
Adem rayın üstünde düşünce verdik mola

Kalkıp tekrar koyulduk raydan saparak sola
Şu vasıta geçen yol inşallah yakın ola

Gittik epeyce daha yola nihayet vardık
Adem yine uzandı, kalk diyerek uyardık

Birkaç araba geçti, durmadı hiçbiri de
Soğuktan morarmayan yer kalmadı deride

Yürüdük biraz daha bir fabrikaya vardık
Şu durduğumuz yerler neresi diye sorduk

Yolçatı imiş meğer doğru gelmişiz
Odaya oturduk ki hakikaten ölmüşüz

Dedik:'Araba var mı Elazığ'a buradan
Dediler:'Taksi yoktur, yalnız geçer şuradan

Arasıra bir taşıt, onlar son ümidiniz
İnin yola durdurun s..tir olup gidiniz

Dedik:'Çok teşekkürler size çok zahmet verdik
Mukabele ettiler oradan yola indik

Sonunda geldi taşıt, ordan kurtardı bizi
Eminiz ağlardınız görseniz halimizi

Sen ey okuyucumuz sanma fazla abarttık
Bu güzide olayı eksik bile anlattık

Birgün sen de görürsen beklenmedik bir olay
Gör ki beden ne çeker anlatmak dile kolay

Ayak isyan eder mi monoton yürüyüşe
Raylar şahit oldular donarken eriyişe

Sorma ki akıl nerde hangi seyahatteydi
Hisler kumandan oldu akıl ona başeğdi

Bu, cehalet değildir, sakın yanlış anlama
Bu bir yırtık akıldır, yama üstüne yama

Sadece o gün yola yırtık akılla çıktık
Tuttular deli diye, sonra akıllı çıktık

Ey geç kalan macera neden o günü buldun
Trene ısınmışken isyana sebep oldun

Bu, gençlikten bir tokat, hoşgörü senetidir
Bu, gençlikten bir anı, bir çiçek demetidir

Bir geç kalan önderdir, bize yön sağlayacak
Bir hikaye, romandır, ciltlere sığmayacak

Ardında gölge gibi döndükçe görülecek
Gözler göç zamanında solarken silinecek

Belki bütün geçmişe birgün ölüm gelecek
Aşklar da unutulsa o hep taze kalacak

Şimdi geçen zamana bir sorumuz olacak
Neydi o günkü halin? Bu hep sır mı kalacak

Biz şimdi boş hayatın zevkine meyl ederiz
Ölüm yakınımızda, görmesek de gideriz.....

(Çok değerli arkadaşım, kardeşim Kemal Çelik'ten)

Adem Yaldız
Kayıt Tarihi : 16.11.2006 17:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hikayesi de şiiri kadar güzel olan bu maceramızın ayrıntısını sonra anlatacağım.Şimdilik 1983 yılında Elazığ Fırat Üniversitesinde okurken İskenderunsporla Malatyasporun Malatya'da zannetiğimiz maçını seyretmek için gidip dönüşte yanlış istasyonda inmemizden kaynaklanan karlı, soğuk bir havada gece beşbuçuk saat raylar üstünde geçen bir maceranın destanı olduğunu söyleyeyim.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adem Yaldız