İşte gök, işte toprak; hayat bu aralıkta
Aydınlık ispatlanmış, esrar var karanlıkta! ...
Ben bir şeye şaşarım. Tezatlar niçin vardır?
Neden kış güzel değil, güzel olan bahardır?
Neden solmuş çiçeğe biz kem gözle bakarız?
Neden gündüzler varken karanlıktan korkarız?
Halbuki siyahlık da bir renktir beyaz gibi
Bir seher yeli gibi rüzgar değil mi tipi? ! ...
Ben öyle sanıyorum bunlar yerinde güzel
Hepsine birer alkış, çiçek veriyor ezel...
Gösterebilir misiniz şu güzelliği devamlı?
Güzel kokan gül bile kimine göre kanlı...
Gerçek şu ki; istense hepsi de güzel olur,
İnsan zindanda dahi ararsa bir tad bulur.
Ben şahidim mutsuzken mutlu olan insana
Ben şahidim azaptan bir zevk alan insana..
Bir anıda rastladık biz böyle bir tezada
Hem neşe hem ızdırap ikisi bir hizada
Ben bu malum anıdan bir dizi yazıyorum
Bir macera içinde bizi anlatıyorum..
Şimdi biraz kulak ver bak kalemin ahına
Dönüyoruz o soğuk çarşamba sabahına
Gecenin karanlığı silinmeden etraftan
Çayla yumurta, zeytin yiyoruz bir taraftan
Ardından arkadaşlar bizi uğurladılar
Adem'e ve takımına iyi şanslar dediler..
O gün de İskenderun Malatya'ya gelecek
Dedik bir seyredelim, bakalım kim yenecek.
Hem maçı seyrederiz, şehri görürüz hem de
Ve bu birimiz hariç, ilk yolculuk trende
Bu tecrübeli şahıs bizim Adem Yaldız'dı
Nereye bakıyorsun deyince biraz kızdı! ...
Tam o bize kızarken istasyona varmıştık
Üşütmeyelim diye palto malto almıştık.
Her neyse..Bilet alıp varıp bindik trene
Gidip de oturmuşuz en pahalı yerine
Sonra kondüktör geldi ordan kaldırıverdi
Münasip bir dil ile (!) yerimizi gösterdi
Sonra geçtik geriye, tren saplandı dağa
Tren değil mübarek bir türlü kaplumbağa
Bir durup bir gidiyor yorgun merkepler gibi
'Kurban' gezip duruyor haşin erkekler gibi.
Adem hazinesinden inciler yumurtluyor
Konuşması bir yana Kemal'i uyutmuyor.
Bu monoton yolculuk üç saatte bitti
Şöyle bir göz attık ki, şehir amma büyüktü...
Şehre inince bizi bir sürpriz bekliyordu
Gerçeği öğrenince bizim kafalar durdu
İlk maç İskenderun'da biz gelmişiz boşuna
Bu iş bizim Adem'in gitmedi hiç hoşuna
Dedik ki:'Hapı yutttuk rezil ü rüsva olduk
Mutullah bir duyarsa evden bile kovulduk.
Çetin atıp tutacak, Şener gülecek bize
Kim olsa güler elbet bu tuhaf halimize
Zaten maça gelmedik, boşverin gitsin dedik
Karnımız acıkmıştı, çorbayla döner yedik.
Biraz sağ sol dolaştık, bir kahvede king attık
Önce öğrenci girdik sonradan polis çıktık.'
Neden sonra trenle geri döndüğümüzde
Saat tam beş olmuştu tantana dilimizde
Ne olur isyan etme, muhtacız ayak sana
Son dermanı toplayıp yol alırken payana
Birden köpek sesleri içimizde bir telaş
Karanlık...Görünmüyor ne sopa ne bir taş
Kaçar gibi yürüdük belirsiz aydınlığa
Başka dünyada gibi hasretiz insanlığa
Sonra baktık geriden bir araba geliyor
Önümüze gelince zoraki bir duruyor
Dedik ki:'Böyle böyle bu bizim maceramız
Acep fazla uzak mı istasyonla aramız
Dediler:'Çok kalmadı beşyüz metre ötede
Bir anayol geçiyor şu karşıki tepede
Götüremeyiz sizi çünkü biz görevliyiz
Bekara araba yok ikimiz de evliyiz! ! !
Hele kimlik gösterin, bakalım ki nesiniz
Asker duyarsa vurur çıkmasın hiç sesiniz
Deyip gitti herifler cehennemin dibine
Bizi de götürseydin nolurdu lan i...
Küfürler ede ede tekrar koyulduk yola
Adem rayın üstünde düşünce verdik mola
Kalkıp tekrar koyulduk raydan saparak sola
Şu vasıta geçen yol inşallah yakın ola
Gittik epeyce daha yola nihayet vardık
Adem yine uzandı, kalk diyerek uyardık
Birkaç araba geçti, durmadı hiçbiri de
Soğuktan morarmayan yer kalmadı deride
Yürüdük biraz daha bir fabrikaya vardık
Şu durduğumuz yerler neresi diye sorduk
Yolçatı imiş meğer doğru gelmişiz
Odaya oturduk ki hakikaten ölmüşüz
Dedik:'Araba var mı Elazığ'a buradan
Dediler:'Taksi yoktur, yalnız geçer şuradan
Arasıra bir taşıt, onlar son ümidiniz
İnin yola durdurun s..tir olup gidiniz
Dedik:'Çok teşekkürler size çok zahmet verdik
Mukabele ettiler oradan yola indik
Sonunda geldi taşıt, ordan kurtardı bizi
Eminiz ağlardınız görseniz halimizi
Sen ey okuyucumuz sanma fazla abarttık
Bu güzide olayı eksik bile anlattık
Birgün sen de görürsen beklenmedik bir olay
Gör ki beden ne çeker anlatmak dile kolay
Ayak isyan eder mi monoton yürüyüşe
Raylar şahit oldular donarken eriyişe
Sorma ki akıl nerde hangi seyahatteydi
Hisler kumandan oldu akıl ona başeğdi
Bu, cehalet değildir, sakın yanlış anlama
Bu bir yırtık akıldır, yama üstüne yama
Sadece o gün yola yırtık akılla çıktık
Tuttular deli diye, sonra akıllı çıktık
Ey geç kalan macera neden o günü buldun
Trene ısınmışken isyana sebep oldun
Bu, gençlikten bir tokat, hoşgörü senetidir
Bu, gençlikten bir anı, bir çiçek demetidir
Bir geç kalan önderdir, bize yön sağlayacak
Bir hikaye, romandır, ciltlere sığmayacak
Ardında gölge gibi döndükçe görülecek
Gözler göç zamanında solarken silinecek
Belki bütün geçmişe birgün ölüm gelecek
Aşklar da unutulsa o hep taze kalacak
Şimdi geçen zamana bir sorumuz olacak
Neydi o günkü halin? Bu hep sır mı kalacak
Biz şimdi boş hayatın zevkine meyl ederiz
Ölüm yakınımızda, görmesek de gideriz.....
(Çok değerli arkadaşım, kardeşim Kemal Çelik'ten)
Adem YaldızKayıt Tarihi : 16.11.2006 17:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi de şiiri kadar güzel olan bu maceramızın ayrıntısını sonra anlatacağım.Şimdilik 1983 yılında Elazığ Fırat Üniversitesinde okurken İskenderunsporla Malatyasporun Malatya'da zannetiğimiz maçını seyretmek için gidip dönüşte yanlış istasyonda inmemizden kaynaklanan karlı, soğuk bir havada gece beşbuçuk saat raylar üstünde geçen bir maceranın destanı olduğunu söyleyeyim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!