BİR DELİNİN GÜNLÜĞÜ
Bir deli nasıl günlük tutabilir diye düşünebilirsiniz? İşte cevap:ben günlük tutan o deliyim ve dün gece yarısı öğrendim deli olduğumu…
Evet bencede gaip (bir deli olarak) bir insanın deli olduğunun farkına varması. Hemde bir anda…ama dünya zaten garipliklerle dolu değil mi zaten. Bir fazla veya bir eksik bir şey değiştirmez herhalde (benim yaşamım dışında) . Dün gece deli olduğumun farkına vardığımda hemen normal yaşamımı, kullanılmış ve işe yaramadığı için iade edilmiş yaşamlar çöp kutusuna fırlattım. Birde baktım ki normal yaşamım yaşantımın yanında kıyafetlerimi de fırlatıp atmışım. Tabi yatakta anadan üryan (çırılçıplak) yatamazdım(aslında yatabilirdim bana kim karışabilirdi ki bak şimdi gitti aklımdan) daha doğrusu üşürdüm (zaten üşütüktüm) hemen kendime birşeyler bulmalıydım giymek için. Tam bu sırada kaçırmış olduğum aklıma bir fikir yakaladı.neden süper deli olmayayım dedim kendi kendime…superboy vardı, süpermen vardı, süpergirl vardı, süperbabanne vardı neden birde süper deli olmasındı ve olmalıydı da…hemen kostümümü kedim macit, uğurlu hamamböceğim Alı Rıza (çok güzel Ali Rıza Binboğa taklidi yaptığı için bu ismi vermiştim) ve O’nunla beraber tasarlamaya başladık. Çok yaratıcı bir gruptuk birbirinden güzel tasarımlar üretiyorduk renk konusunda en sonunda anlaşmaya vardık ve mavi ile siyah karışımı bir kostüme karar kıldık…sıra sembole gelmişti…Ali Rıza hamamböceği olsun dedi, Macit ise pençesini gösteren bir kedi, O’nun fikri yoktu, bu fikir alışverişinde bende yoktum.Macit hepsini ikna etmiş ve onun önerisi kabul olmuş görünüyordu. Sonradan ben de bu sembolü beğendim. O kadar çok konuşmuş ve tartışmışızki günün nasıl bittiğini anlayamamıştık. Artık Güneş doğmak üzereydi. Yani bizler için uyuma ve dinlenme zamanıydı. Macit ayağımın kenarında, Ali Rıza yatağın başucunda uykuya dalmıştık bile…saat:06.00 herkes rüyalar görüyordu ama Ali Rızanın rüya balonları kafamı, Macitin rüya balonları ayağımı gıdıkları için uykuya dalmama rağmen rüya göremiyordum…heryer alabildiğine maviydi…itiştirmeye başladım ikisininde rüyalarını, öyle yorulmuşum ki bugünden son hatırladığım bunlar kaldı…
Birinci günün sonu…
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta