Bir damla yağmur,,
...
Bir sonbahar mevsimde,gökten yağmur taneleri inmeye başlayınca, hüzünlü bir yalnızlık sarmıştı her yeri.
..
Hani, gelmiş ve gitmiş nice anılarımıza sığınırdık bazı vakitler,
Her yeri sarmış hüzünlerimizi bırakmak isterdik,yavaşça sığınırdık bir çaresiz kapıya,paylaşırdık tüm sözcüklerimizi,
Sen ise,..
Her zaman ki gibi,topladığın müzik arşivlerinden bir demet gül gibi bırakırdın,ruhuma.
“”Ne önemi vardır “diye, düşünürdüm,” binlerce tane beyaz ve kırmızı gülleri bahçelerden koparsan bir demet çiçek yapsan,elime tutuştursan” ne önemi vardı ki..
...
Şimdi o vakitleri ve bulduğumuz her nağmenin arkasın da ne kadarda mutlu olurduk,zaman döner dururdu.
..
Sen bir denizci edası ile, alabora olmuş tüm insanlara geminde bir yer verirken,en güzel sözcüklerini yazarda gönderirdin “ gönül defterinden”
Ne bitmez sayfalardı onlar,
......
Bulduğumuz her minik” kelime” devler gibi büyür durur,senin içinde yaşadığın denizlere bile sığmazdı,
Yükselirdik birden bire o kadar çok ufuklara doğru,
Bir gün anlatmıştım “ gezegenleri” gülmüştük ne de çok,
Dünya bize hep “ dar “ geliyordu..
Denizleri de içimize aldık yetmiyordu ki..
Uçuyorduk sanki, her ayrı nağmenin arkasından,
..
Bitmez bir deniz tutkun vardı biliyordum, bir “ can simit “ bulmuş gibi sımsıkı tutundum.Boğulmak riskini bile düşünmüyordum.
Binlerce insan dolardı çevremize, hiç biri umurumuzda bile değildi,”nostaljik” katrelerden bir umman yapmıştık kendimizi,dilini kaybetmiş, insanlar gibi. Kelimelerin ve nağmelerin coşkusunda ne kadarda mutlu olduk.
..
Bir damla yağmur gibiydik,
..
Bir gün posta kutuma senden bir paket bıraktılar, üzerinde iki tane renkli pullar ilave etmişlerdi,Deniz ortasında kalmış “martı kuşları” gibi üzerine doğru uçtum Bir minik paket içine ne kadarda çok hatıralar almıştı. Geçmişte kalmışlar, ve yaşayanlar.
Bazen düşlerimize sığınırdık anılar arkasında ki,
O çok sevdiğimiz, bizden olan değerleri varlıklarımızı paylaşırdık,
Minik ve şirin bir kız çocuğunun gülücükleri gibi orta yere dökülürdü,
..
Bir yağmur tanesi nasıl toprak üzerine düşerse, sen de ona bir bereket vermek için azimle hep mücadele ederdin,..
Sözcüklerimiz hiçbir zaman olmadı..
En güzeli özümü,paylaştık. İçimde binlerce coşku akar dururdu.
Hiçbir sözcük gelmediği vakitler anlardık,bazı çaresiz günlerin içinde yaşadığımızı, yine sessiz kaldık,sormaya bile korkardık,
Düğümler içinde yaşarken,sen bir şarkı çalardın,Karadeniz dalgaları gibi oynak ve hareketli tempolarda,
Dinlerken çok uzak bir köşede ..düşünürdüm,
Bir şeyler mırıldanıyor mu..diye,
..
Çok özlediğim zaman, bir “şiir” rica ederdim,hiçbir zaman kırmazdın,İnsanlar ve onlara karşı yakınlığına hayran olmuştum..
Her insan, karşıdan gelen istekler karşında, ilk önce kendini düşünürdü..
Sen ise o kadar başka idin ki,,
İlk önce “insana,insanca değer verirdin”
Mahcupça bir mutluluk kaplardı içimi.” Değer” verilmek ne kadarda güzelmiş, diyerek,
Toprağa düşmüş,bir yağmur tanesinin mutluluğunu yakalardım,
Tepemde denize doğru uçan,
Martılara “ selam “ gönderirdim,
...
Bu gece, “ gecekusu” gelmedi.
Özgürce yaşamasını çok sevdiğini biliyorum,Gittiği diyarlardan, kanatlarına aldığını, nice yağmur tanelerini,ne nağmelerini, bırakacak,
Biliyorum.
...
2004-08-11
Kayıt Tarihi : 28.9.2004 23:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!