Bir nahif tebessüm... belki marmara körfezine,
Varlığımı sattım... Bir mavi çehrenin rengine.
Sonsuza yol almak, bir girdaptan ötekine,
Boğulmuyorum! Kurtulmuyorum! dönüş, dönüş yine.
Az olsa, damla da olsa, bir kesif sevdayı tutup,
Bırakmayacak girdabında ve mavide yol bulup.
Yolcu ki; gönül ufkunun derinliğinde boğulup,
Ve hatıralarında, bir damla sevgi son bulup.
Ah ah mesafeler; telkininde umutsuzluk var,
Yokluk var, nihayetsiz gecenin sabahında bahar,
Olmayacağını biliyorum. Belki su... ve har,
Nasılsa vuslatta öyle; yok bir ihtimal kadar.
Görmeden baktım yıllarca uzaklara, uzaklardan,
Gördüğüm; gördüğüm değil, sen yanımda olmadan.
O karaltı ne gelen sendin sanki, gün son bulmadan,
Geçti, uzun vakitler, dostluğundan kurtulmadan.
Birkaç kar tanesi ipek saçlarına düşünce,
Alev saçan akkor dudaklar yavaşça sönünce,
Mavi denizlere akşamın kızıllığı çökünce,
Pişmanlık belki, zihninde bir belirsiz düşünce.
Ilık rüzgarların nefesi tokat mı yüzünde,
Hıçkırıkların şimşek şimşek yükseldi göklerde.
Akşam, gurubun boyadığı; kızıl denizlerde,
Damlalar, ürperten gürültüyle koptu gözlerinde.
Uzanırken boşluğa bırakıp al yanakları,
Rüzgarın kucağında, bu ilk vuslat yolcuları.
Gururdan öte gaye, ne mümkün aldırmaları,
Sanki, bir vuslatı hazzeden pırlanta taşları.
Bir uğultuyla yanağımda belirdi, jale gibi,
Kulağımda bir seda, sevgiliden name gibi,
“Seviyorum” derken su ve ateş buluşması gibi,
Mutluluk diye bir şey; sanki gözyaşı değil gibi.
1984 Sandıklı
Kayıt Tarihi : 24.7.2009 23:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
18 yaşında liseyi henüz bitirmişim belkide ilk üniversite yıllarımdı.... ilk vezinli ve kafiyeli şiir denemem... bütün çılgınlığımla söze gerek yok şiir burada.... Türk diline saygıyla....
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!