'Evet, tartı yirmi beş kuruş, tartı yirmi beş kuruş.'
Ablasının, 'Gel tartılalım bacı.' önerisini daha kilolu olan küçüğü istemedi.Abla, çantasından çıkardığı elli kuruşu uzattı çocuğa.
Tartıcı çocuk terazinin mandalını indirdi, 'Çık abla' diyerek teraziyi gösterdi. '(...) kilosun abla' dedi çocuk.Bayan teraziden indi, paranın üstünü bekledi. Çocuk anladı ve ceplerini karıştırıken,'vallah, siftahı siz verdiniz abla, başka param yok.' derken belkide üstünü almadan giderler diye düşünüyordu. 'Aslında bozuğu var vermemek için yalan söylüyor' diye düşündü ve diretti abla.
'Hadi çabuk, ver paramızın üstünü gidelim! '
'Vallah doğru söylüyorum abla.İsterseniz bekleyin karşı dükkanlarda bozdurup geleyim.'
'Hımm, bu da kaçma numarası. gidip daha gelmeyecek. Ben o parayı sana yedirirsem' diye düşündü. Madem öyle, iş inanada bindi. 'Öyleyse bir daha tart! ' dedi, parmağını çocuğun burnuna doğru uzatarak. Çocuk başını yana çekerken şaşkın şaşkın, bir daha tarttı; tuhaf, anlamsız bir bakışla baktı bayanın yüzüne; 'Bir daha (...) kilosun abla! '
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Canım memleketim.
Çocuğunda bile bir nüktedanlık.
Ne güzeldir, ne güzeldir.
Tadını çıkarın Sayın Aksu.
Başını okşayın o çocukların.
Elli verin bir daha tartılın. Sevinsiz o yavrular.
Paylaşım güzeldi. Hasret giderdik.
Sizin rahatsızlığınız da geçmiş olsun.
Allah sağlık sıhhat versin.
Sevgiler Canım Kardeşime.
'Zaman zaman yüzlerimize gülücükler gelsin diye sayfalarımın arasına yöresel yaşamdan seçilen saptamala, fıkralar yazıyorum.Bu folklorik kültür yazılımına yörelerinizn güzellikle katılırsanız sevinirim. Kaleminiz hep yazsın. Sevgi ve saygılar..'
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta