Kimi sevdim kimi
Tanımadığım seni...
Öyle çok bekledim ki yalnız seni...
Güz yağmurlarında ...
Sonra geldi nisan yağmurları...
Açtı mayıs gülleri...
Haziran akşamlarında dinledim ateşböceklerinin şarkısını...
Bekledim kardelen çiçeklerini...
Dedim belki bu ay açar...
Kardelenler açtı
Sonra turnaları bekledim ...
Sonra onlarda buralardan göçtü...
Turnalar unutmamış meğer buraları...
Üzülme, bu taşıdığım cam parçaları yalnız beni kesiyor...
Bir ölünün yasını tutmak saygıdandir derler...
Belki bilmediğin bir nehirde yıkanmak gibi tüm acılardan...
Ve suların o hızlı akışı...
Bir ölüye kefen biçilir oysa , nedir bu yaşlarla ıslanan sandığa kitlediğim unuttuğum çeyizlerim...
Gelinlikçi vitrinine dalıp giden gözlerim...
Sonra dünyayı ateşe vermek istemlerim...
Yaksam bir ateşi...
Ne varsa ; küllenene kadar yansa ...
Söküp çıkarsam yüreğimi...
Ateşin içine atsam...
Külleri bile kalmasa...
Ey aşk desem !
Sen bu kadar mı zavallısın?
Nasıl bu kadar kolay herşey insanoğluna ?
Birinin gururunun üzerine basıp geçiyorken...
Kurdurduğu düşleri bir kibritle ateşe veriyorken...
Nasıl haz duyar ?
Nasıl bir başkasıyla düş kurar ?
Bir babanın gözbebeğine nasıl kıyar ?
Sandra Şentürk
Kayıt Tarihi : 11.12.2024 18:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!