Su şırıltısıyla birlikte yürüyorum
Hafif esinti benimle yürüyor, fısıldanıyorum
Güneşi arkama aldım
Doğanın güzelliklerine daldım
Çimenler üzerinde yürüyen yapraktım
Her dalın üzerine kendimi bıraktım
Dinginlik içinde yüzerken
Zamanla anılarımı paylaştım
Sinekler henüz azdı
Beni şevkle kucaklayan bahardı
Uzaklardaki siyah bulutlar
Yeryüzüne gözyaşlarını saldı
Bir an orada olmak istedim
Yağmurda ıslanmayı özledim
Felsefelerin, ideolojilerin kirlettiği akıl
Doğanın doğal güzelliklerinde yıkanmalıydı
Özellikle siyasilerin yalanları, dolanları
Aklı, muhakemeyi karıştırırken
İnsan kendini doğaya bırakmalıydı
Siyasilerin mitinglerine katılıp alkışlayan figüran olmak istemiyorum
Meydanlarda güzel nutuklar atıp, seçildiklerinde unuttuklarını biliyorum
Ellerine yetkileri geçirdiklerinde neler yaptıklarını görüyorum
Bir daha mı, bir daha mı diye kandırılmamak için yeminlerimi hatırlıyorum
Yeni açmış çiçeklerin ortasında dolaşırken
Her birini yumuşak dokunuşlarımla seviyorum
Koparmak mı çiçekleri, en sinir olduğum şey biliyorum
Kim için, kimin için koparılırsa koparılsın kızıyorum
Eğer bir sevgili çiçek için sevecekse, değer verecekse
Bilirim ki, sevgilinin sevgisini kazanmak için bir çiçek koparacağım
Doğanın güzelliklerine kıyıp, sevgiliye şirinlik yapacağım
Olmaz olsun böyle sevgi diye hisleniyorum
Olmaz olsun böyle sevgili diye kınıyorum
Yine aklıma yaramaz düşünceler geliyor
Topluma yabancı, toplumsal yargılara karşı
Düşünmemeliyim “yine aklım deliriyor”
Alışamadım toplumun değer yargılarına
Çıkarları için her şeyi kendilerine kurban kılışına
Gülümseyerek baktım çiçeklere
“Yemin koparmayacağım sizleri hiçbir şekilde”
“Rahat olun, paylaşın güzelliklerinizi benimle”
Çimerler çağırdı beni, “gel ey dost kucağıma dinlen”
Sarıldım kucakladım çimenleri bütün bedenimle
Sarmaş dolaş sevgimizi paylaştım çimenlerle
Söz ettik oradan buradan güzel düşüncelerle
Çiçeği koparılan her dal boynu bükük çimenlere ağlarken
Çimenler üzülürdü insanlar onları çiğnerken
Birde utanmadan üzerlerine tükürürken
İleride karakaşlı kara gözlü tepeler vardı
Duygularım onlara derinden selam yolladı
Ta oralara kadar yürümek geldi içimden
Yazık ki akşam olacaktı, vakit değildi erken
Söz verdim, el salladım tepelere
“Söz, vallahi söz ziyaret edeceğim sizleri”
“Bekleyin bir gün geleceğim yanınıza öpeceğim sizleri”
Güneşe yüzümü çevirdiğimde, girmiştim dönüş yoluna
Güneş dağlara doğru eğilmiş, ufukların kucağına yaslanmakta
Dönüş yolumda ise, gideceğim yer hayli uzaklarda
Anladım ki fark etmeden çok yürümüşüm doğanın kucağında
İnsana huzur verenlerin arkadaşlığında
22.05.2011 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 22.5.2011 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kutluyorum Efendim.
Erdemle.
Evet hocam; kainat bu
tezyinatı ile Esma-i İlâhiyenin
teceligâhı olmakta ve bir mektubat-ı
Rabbaniye olarak ukunmayı beklemektedir.
Evet, madem insan fıtraten bir cemâl-i
bâkîye müştak ve muhib bir surette halk edilmiştir.
Ve madem bâkî bir cemal, zâil bir müştâka razı olamaz.
Ve madem insan bilmediği veya yetişemediği veya
tutamadığı bir maksuddan gelen hüzün ve elemden
teselli bulmak için, o maksudun kusurunu bulmakla, belki gizli adâvet etmekle kendini teskin eder.
Ve madem bu kâinat insan için halk edilmiş
ve insan ise marifet ve muhabbet-i İlâhiye için yaratılmış.
Ve madem bu kâinatın Hâlıkı, esmâsıyla sermedîdir.
Ve madem esmâlarının cilveleri daim ve bâkî ve ebedî olacaktır. DENİLMİŞTİR.
Ve madem öyledir kainatı okumalı ki
dertlerimizi unutalım...
Saygıyla selamlarım..
Bedri Tahir Adaklı
TÜM YORUMLAR (11)