Bir çizik daha attık; takdir olan ömür’e.
Ne kaldı meçhulümüz; bize verilen süre.
Ağlayıp çıktık yola, durmak yok-yok hiç mola,
Cefa sefa kol kola, deni fani yer küre.
Yüklenmiş kartımıza, Dakka saat gün zaman;
Saniyeler durmuyor, akıyor düre-düre.
Her bir fert ayrı âlem, böylece yazmış kalem,
Karışmış keder elem, elmas gibi kömüre.
Harfler de başka-başka, rakamlar eğri büğrü;
Ayrı telden çalıyor, üstün esre ötüre.
Saf ve temiz dünyayı, ne hale getirmişiz;
Hayaller kuruyoruz, gitmek için Merkür’e.
Sevgi saygı kalmamış, ne büyük ne küçükte;
Üşümek ne kelime herkes olmuş zatüre.
İstisnalar var elbet, çok az ama kıymetli;
Kenar köşede hepsi, bürünmüş tesettüre.
Gülüp gitmek dileğim, iyi bir kul olarak,
İhtiyaç var elbette, çok candan teşekküre.
Meccanen yaratıldık, meccanen yedik içtik;
Garibî tefekkür et, seccade de şükür’e…
Kayıt Tarihi : 2.1.2009 18:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!