Ad günümde bir cüt fincan hediyye aldım yaxın bir dostdan:- Saxla, heyat yoldaşın qürbetden döner, çay içersiz bu fincanlarda- dedi. Göy qutunu açdım, qeyri-adi göründü mene.
Fincan qızılgüle, nelbekisi yarpağa benzeyirdi. Qırmzıyla ağın ahengi başqa gözellik vermişdi fincana.
Otuz iki illik evliliyimizin demek olar ki, yarısını Rusyada yaşadı. İş üçün getmişdi, başqaları kimi çörek dalınca.Yol gözleyirdik, bir ümidin yolunu, on iki il men, dörd il bir cüt fincan. On iki il az deyildi... Haçalandıqca artan zaman mesafesinin iyirmi dörd illik ayrılığıydı bu. "Dönmeyecek"-deyirdi içimden bir ses.
Nehayet döndü. Xesteydi, hekimler diaqnoz qoydular.Ağlımdan keçen üreyime şimşek kimi düşdü... Heyatın her üzünü gören men, hele bu qeder çaresiz ve aciz hiss etmemişdim özümü.
Onun her gün erimesi eritdi üreyimin yağını, gözümün nurunu. Qurban olmaq can vermek deyilmiş, canından can vermekmiş. İllerle gözlediyim ümid her an azalırdı gözlerimin önünde. Düşündüyüm ve her gün özüm - özüme tekrar etdiyim bir cümle vardı:
- " Bu acı günlerin hesretini çekeceksen"
O gün, bu gündür... Onun üzünü görmek, sesini duymaq, evde nefesini hiss etmek xeste de olsa az deyildi menimçün... Yaşamaq yaşatmaqdan çetin imiş
Şekil şekildir, ne danışır, ne eşidir, ne de sualına cavab verir. O günlerde yada düşmeyen fincan indi yadımdan çıxmır.
Sekkiz ile yaxındır ki, fincanın qutusu açılmırdı. İki hefte önce açdım, baxdım, yerine qoydum. Bir cüt fincan menim sönen bextim, barmağıma taxmayacağım üzüyüm, bir daha üz-üze çay içmeyeceyim heyat yoldaşımdı. Öleceyini bildiyim, öldüyüne inanmadığım.
Men tek deyilem, axı o fincan cütdür
Men yol gözleyerken bu ayrılığı yaşamdan saymadım. Zamanın keçmesine baxmayaraq, heyatım keçmedi, yerinde saydı, bir-birinden ferqi olmayan günlerim kimi.
Heç deme yaşamaq bu imiş. Bir sen, bir dörd divar, gözlerine yığdığın yollar ve yollardan yığdığın gözler.
İndi dörd divarın ötesinde ne yol qalıb, ne de yola baxan gözler.Bir menem, bir de bir cüt fincan.
26 sentyabr 2014
Bakı
Kayıt Tarihi : 26.9.2014 19:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Usta kalemin serzenişleri, içli ifadeleri gerçekten beni de duygulandırdı.
'Bir Cüt Fincan' tam manasıyla mensur bir şiir.
Kaleminizi kutluyor, gönlünüze ferahlıklar diliyorum Sayın Efendiyeva.
çay içmeyeceyim heyat yoldaşımdı. Men dul deyilem, evliyem hele. Axı o fincan tek deyil, cütdür.
O fincanın biri menem, biri eriyen umudum......./Biraz gecte olsa,son derece hüzünlü, sairemizin hayatindan gercek yasadigi en zorlu,aciyla gecen günlerini kaleme aldigi, bizide üzüntüye bogan,siirini ve kendisini kutluyor,rahmetli olan hepimizin yakinlarina Allahtan rahmet diliyorum.Selam ve saygilarimla.++ant
Bir çift fincan...
Dört duvar ve umutları sönmüş bir çift göz...
Kırmızı beyaz renkli bir çift fincan, yine garip, yine sessiz ve hiç değmeden dudaklara kutusunda... Bir çift, ama dokunulmamış, dudak izsiz; değmemiş elsiz, hissedilmemiş nefessiz...
Yine yalnız, yine sessiz...
Allah, aramızdan ayrılanlara rahmet, kalanlara sağlıklı günler, sabır ve metanet versin.
Güzel ve etkili bir yazı.
Saygı ve sağlıcakla...
TÜM YORUMLAR (7)